Secde-i Şükran

I. Uluslararası Atatürk ve Türk Halk Kültürü Sempozyumu Bildirileri

'İstiklal Harbi" Yıllarında Bir Dergi : İrşad

Harid FEDAİ ( K.K.T.C. )

Secde-i Şükran

Yâ Rabbî, alnımı topraklara dayadım; sana secde ediyorum... Gözlerim yaşlı, rengim soluk, dudaklarım ra'şe-dâr, huzûr-ı ulûhiyyetinde ağlıyorum.

Fakat bu def'a ye's ü mevmîdînin tevlîd zehirli gamların makhûru olarak karşında durmuyorum, Allahım! Hayır, bugün zafer ve istiklâl-i hayatımı te'mîn eden şanlı netîcelerin damarlarımda husûle getirdiği te'sîr ile titreyen dudaklarım, yaşaran gözlerim ve sürûrdan şaşkınlaşan nazarlarımla dizlerine düşüyorum.

Mesrûr ve mağrûrum... Ayaklarına secde-i şükrân için kapanıyorum: Çünki Kitab-ı Mukaddes'ini muhâfaza eden asker kardaşlarım, Rabbânî lutfunla düşmen-i dinime, hasm-ı ecdâdıma zafer kılmıştır.

Bu şanlı zafer 1300 senelik habîb-i ekremînin nâm-ı âlî-şânına istinâden te'sîs ettiği Hükûmet-i İslâmiyeyi son bir varta-i helâkden kurtarmıştır, İlâhî!..

İsm-i celâlini yâd ederek can veren bunca şühedâ, on üç asırlık Müslüman mezarlardan su'ûd eden asvât-ı ervâh bugün, sana bu zafer-i kat'înin vazife-i şükrânını îfâ ediyor.

Kara bahtımın semâlarında fırtınalardan beliren siyah bulutların gölgeleri arasında önümdeki uçurumlara doğru yuvarlanırken, şu'le-i ulûhiyyetinden fer alan bir dehâ'yı hârika-nümâ, nihâyet devr-i istiklâlimi hatt-ı zerrîn ile tekrar târîh-i hayat-ı beşere kaydettiriyor. İlâhî! Mu'cizât-ı Rabbaniyene nihâyet yoktur:

Yedi iklîmin mahkûm-ı zevâl addettiği ma'sûm ve bî-günâh milletimi, kitâb ve evâmirinin mahz-ı infâz ve tasmîmi için canlar fedâ ve iklîmler fetheyleyen büyük hâkânım Sultan Osman'ın bu nesl-i necîbini; ancak sıyânet ve kudret-i Rabbaniyeni, medeniyet kanatlarında uçar zu'muyle mağrûr olan milletlere bir kerre daha anlatmak için ihyâ ettin. Meğer o ümitsizlik ve karanlıklar içinde çakan berk-i hidâyet, senin mu'âvenetinmiş, İlâhî...

Yâ Rabbî, işte alnımı topraklara kadar dayadım; sana vazîfe-i şükrânımı îfâ ediyorum. Ve biliyorum ki bu dakîka güzel Anadol'un bütün köşelerinde saçı henüz bitmiş yetimlerden, sakalı ağarmış ihtiyarlara varıncaya kadar bütün bir kitle-i ma'sûm, sana secde-i şükrân için benim gibi alınlarını dergâh-ı ulûhiyyetine dayamış, sürûr içinde ağlıyorlar!..


İrşâd, 1 Teşrîn-i Sânî (Kasım) 1921, Sayı: 18





 
Bu site Kültür ve Turizm Bakanlığı Bilgi Sistemleri Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanmıştır.
Bu sayfa 1028 kez gösterilmiştir.