Önsöz - Konuya Giriş

I. Uluslararası Atatürk ve Türk Halk Kültürü Sempozyumu Bildirileri

Devlet Çapında İçte ve Dışta Türk Milli Kültürünü Tanıtma İlkeleri

Kemal EKER ( Türkiye )

Önöz - Konuya Giriş

Yirminci yüzyıl; teknolojik gücün ilme, haber almanın bilgiye ve tanıtmanın propagandaya dayalı olduğu bir çağdır. Çağımızın yer, zaman, mekan ve imkan tanımayan; uydularla devleşen komünikasyon araçları, radyo, televizyon, internet, sinema ve benzeri ile milyonluk tirajlı basın; günümüz insanını her saban ve gün boyu yeniden bir beyin yıkamasına tabi tutmaktadır.

Teknolojik çağı yaşarken; makineleşen, bilgisayarlaşan ve robotlaşarak insanın yerini alan her şeye karşı "millî topyekün tanıma" çok zor fakat sade bizim için değil insanlık ve uygarlık için de, eskisinden de zorunlu bir görev olacaktır.

Her toplum çevresinde olup bitenlerden ve her türlü yenilik ve gelişmelerden uygarca yaşayabilmek için; haberdar olmak zorundadır.

Haber alma bu gün devlet çapında; bilgi, faaliyet ve teşkilat anlamı içinde topyekün bir anlam kazanmıştır. Onsuz hiçbir hedefe ve amaca ulaşılamaz.

Bütün ülkelerin içte ve dışta uyguladıkları ve her konuda millî menfaat ve millî prestij yönünden hizmet faaliyet alanı olarak kabul edilmekte ve özellikle milletler arası ilişkilerin giderek yoğunlaşıp karmaşıklaştığı günümüzde, ağırlığını ve önemini günden güne daha fazla ortaya koymaktadır.

Haberleşme ve ulaştırma teknolojisindeki hızlı gelişme ülkeler arası uzaklıkları ortadan kaldırmıştır. Bu genel çerçeve içinde; Türkiye aleyhine yürütülen olumsuz girişimlerin önlenmesi; mutlak devlet eliyle, bir elden koordinasyon içinde çağdaş iletişim araçlarının ve tanıtma tekniğinin tüm imkanlarından yararlanılarak sürdürülecek çabalara bağlıdır.

Türkiye'nin dışa yönelik tanıtma faaliyetlerinin teme unsurları; şimdiye kadar yapılmış olan olumsuz tanıtmaları dengeleyecek, yaratılan yanlış değerlendirme e şartlandırmaları, önyargıları ortadan kaldırıp yerine doğrularını yerleştirecek ilkeleri kapsamalıdır. Bu açıdan en önemli adım Türkiye aleyhine yöneltilen kampanyaların ilmî olarak özüne inebilmek ve bunlara gerçeklere dayalı olarak; tam, yerinde, zamanında, bilgili, metodlu, planlı, programlı ve devamlı etkin bir cevap verebilmektedir. Aslına bakarsak; biz daha kendimizi her yönüyle ilmî açıdan tanımıyoruz. Türkiye'nin tanıtılması konusunda, öncelikle kendimizi her yönüyle tanımamızla ve ilmî yönden konuları ele almamızla işe başlamamız gerekir. Genel olarak tanıtmanın önemini biliyoruz fakat uygulamadaki inceliğini bilemiyoruz. Bu sebeple de haklı olduğumuz davalarda hep haksız çıkıyoruz. Bu nedenle olayların peşinde koşmamak ve haklı olduğumuz davalarda haksız çıkmamak için; bütün konu ve olayların ilmî ve gerçekçi açıdan ele alarak, tam bir hükme varılmasından sonra, vasata ve konuya uygun vasıtanın; tam yerinde, zamanında, yeteri kadar, bilgili metodlu, planlı, programlı, koordineli bir elden devamlı bir faaliyet içinde kullanılmasını sağlamak;her olay ve konuda tanıtımın başarısı için şarttır.

Halen dünyamızda devletler, barış yanlısı gözükmekle beraber, kendi millî menfaatleri, millî güvenlik ve millî prestij ve bekaaları açısından barış içindeki savaşıs birbirlerine karşı açmışlardır.

Etkili bir tanıtım, en kolay bir şekilde dünya çapında; kültürel, bilimsel, sanatsal, teknolojik, ekonomik, sosyolojik, siyasal ve benzeri başarılı uygulamalarla elde edilebilinir.

Tanıtma: Tanıtma işinin sonunda ede edilebilen olumlu sonuçlarının bir toplamıdır.

Tanıtma: Sadece geçmişle ve bugünle ilgili değil, gelecekle, düşünce ve hedeflerde de ilgili olmalıdır.

Bu gün Türkiye'nin dışta üretmek istediği imaj çağdaş bir ülke imajıdır.

Tanıtım: Doğru imajları ortaya koymak ve yayıp genişletmektir. Tanıtım; pozitif bir aktivitedir, savunma değildir. Bu güne kadar savunmadaydık bunu yapmayalım aktif olalım. Millî çıkar, devletlerin gücü ile sınırlıdır. Atatürk devrimi; "doğu;bati sentezini" gerçekleştirmiştir, bizler onun yolu ve yönünde özgürlük içinde varolmamız için devam etmeliyiz.

Türkiye'nin tanıtma imajı belli değildir ve tanımada en büyük sorun da burada yatmaktadır. Bu nedenle Türkiye acilen ne tür bir ülke olarak, tanınmak istediğini belirlemelidir. İşte zaman olayların peşinde koşmadan ve haklı davalarımızda haksız çıkmadan Türkiyemizi Atatürkümüze layık olarak tanıtabilmenin huzuruna milletçe kavuşabiliriz.

Türkiye'mizin büyük bir ihtiyacını cevaplandıracak olan bu sempozyumu organize eden, baştan Kültür Bakanlığı'na ile Cumhuriyet Kültür ve Tanıtım Vakfı'na ve diğer ilgililere teşekkür ve saygılarımı sunarım.





 
Bu site Kültür ve Turizm Bakanlığı Bilgi Sistemleri Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanmıştır.
Bu sayfa 1364 kez gösterilmiştir.