Malatya’da çocuğun doğumu,
çevresi için bir dizi uygulamalar gerektirir. Anneyi doğumdan hemen sonra
ziyaret etme ve çocuğu görme adeti vardır. Bu adeta “göz aydına gitme” ya da
diğer bir söylenişle “loğusa ziyareti” adı verildiğini görüyoruz. Türkiye’nin
birçok yerinde de bu tür uygulamaları görmek mümkündür. Köylerde, “gözaydına” ve akraba ziyaretine giden komşuların “kuymak” (herle
veya haşıl) adı verilen şeker, un, yağ karışımından ya da pekmez, un, yağ
karışımından yapılan yemek götürdükleri gibi yörede “kömbe” denilen, saç
arasında pişirilen bir tür yemek de götürdükleri görülür. Bundaki gaye, annenin
kendini çabucak toparlamasını sağlamaktır. Bu ziyaretin yapılması törelerin
gereğidir. Zamanında (bir-iki hafta içinde) ziyaretler yapmayanlar, anne ve
yakınlarınca kınanırlar. Çünkü, bugün benim, yarın senin anlayışı düğün-ölüm
dönemlerinde olduğu gibi burada da geçerliliğini sürdürmektedir. Loğusa ziyaretinde götürülen, “kuymak” denilen bu özel gün yemeğinin yanı
sıra yeni doğan bebeğin ağzına doğumunun birinci günü anne sütü verilmeyip
şekerli su verme pratiğinin yaygın olmasıda tesbitlerimiz arasındadır. Yine bebeğin ağlamasını kesmek için: Çocuğun ağzına ince tülbent içinde kuru dut ya da yaş dut konularak verilir.
Bu “yalancı meme” görevi görür. Çocukların dilinin geç açılacağı inancından hareketle (kekeme olacağı) pişmiş
yumurta yedirilmediği, sonraları bu uygulamanın tamamen tek edildiği ve
günümüzde bebeğe sütün yanı sıra yoğurt, bisküvi, meyve suyu, havuç suyu,
nişasta gibi besinlerin de verildiği görülmektedir.
|