TÜRK HALK OYUNLARI
KATALOĞU ALASSİA
KOMUTASI: Titreme Horonu gibi
Sallama Horonu'nun da gemiciliğe ve balıkçılığa bağlı kendi bölgesinde (Borçka,
Hopa yalılarında) sarsıntılı figürleriyle revaçta kaldığına dikkati çeken Bay
Kasım Ülgen, Deli Horon denilen çeşitin şöhretinin bilakis Artvin tarafında da
yaşadığını ve canlılığına binaen "Çoşkun Çoruh"da denilir olduğunu belirtiyor.
Oyunun figür değiştirme yerlerinde verilen komuta "Allasiya"dır. Yani, Çoruh
kayıkçılığından müntakil (intikal eden, geçen) bir gemici tabiri olduğu
kendiliğinden anlaşılıyor. Filhakika (doğrusu, gerçekten) "Allasiya!"nidası
İtalyanca (Cenevizli hatırası)bir tabir olup, aslı alla scia'dır. Heyamola,
Heyayisa, Siamole gibi eski Venedikli dilinden kalma gemici tabirlerinden
olduklarını eski lügatçılarımız (sözlük hazırlayanlarımız) tespit etmişlerdir.
Pazar kazasında Yisa adlı müstakil bir erkek Horonu daha bulunduğu biliniyor.
Allasiya, sandalı ters kürekle geri alıp siya ettirmekte kullanılır. Filhakika
baş tarafta adı geçen oyunun o figüründe de "daire artık önceki istikametinin
aksi tarafına gitmeye başlamış" bulunur. Böylece Doğu
Karadenizdeki bazı oyunların içerlere kadar kayıkçılık ve balıkçılıktan kalma
hatıraları sakladıkları anlaşılmış oluyor. Bunları taklitçi unsurlardan
sayabiliriz. Gemici oyunları bahis mevzuudur (söz konusudur). XIII. yüzyılda
Trabzon İtalyan tesirlerine açık başlıca deniz transit merkezlerindendi. Şehirde
Avrupalı mahalle ve kalesi vardı. Evliya Çelebi bile
kendi gemi yolculuklarında gemicilerimizin "Eyyam ola, yen ese" gibi halk
etimolojisi nakillerine şahit olmuştu. Şemsettin Sami gibi bir iki lügatçimiz
"Eyyam ola, Ey ya moli, Hey ya ese, Al aşağı" gibi nidaları keza aslen Türkçe
görmek istemişlerdi. Sinop'un eski gemicilik hatırası bahşiş toplama
adetlerinden olarak Helassacı'ların kapı kapı dolaşıp söyledikleri beşitlerden
işte bir örnek: Bir gemim var üç
direkli Kürek çekerler yürekli Tayfası aslan yürekli Heyamola,
yussa!
|