TÜRK HALK OYUNLARI
KATALOĞU ALAYLAR OYUNU:
İzmir'in Karaburun
kazasında kızlara muhsus toplu oyundur. Mani söylenerek yürütülür (Aynı kazanın
erkeklere mahsus Alay oyunundan farklıdır.). Alaylar Oyunu,
Sinop bölgesinde karşılıklı onar kadınlık iki kafile tarafından yürütülür. Her
kafilenin kadınları zincirleme elele tutuşurlar. Oyunun kendi türküsü vardır.
Birinci itibar edilen kafile şöyle der ve devam eder karşılıklı
deyişler:
- Alaylar, alaylar, tortop alaylar. - Ne istersin, ne
istersin bizim alaydan? - İçinizde bir güzel var, onu isterim. - O güzelin
bir güzel var, onu isterim. - O güzelin adı nedir? Bize bildirin. - O
güzelin adı "..................." kadındır. - Uğurludur, usludur, yalnız
veremem. Birinci kafile
ikinci kafileye hücumla: - Eşimle dostumla
ister alırım. (Birinci kafile hangi kızın adını söylediyse onu alır.) Bu oyun daha ziyade
Hıdrellez bayramı gününde oynanır. Bursa ilinin
Uludağ'a mücavir bağlı köyünde doğmuş olan yaşlı bir kadın (ki son yıllarda
rahmetine kavuşmuştur) bu oyunun aynı sözlerle kendi köyünde de aynen mevcut
olduğunu çocukluğundan bizzat oynamışlığını hatırlayıp şahsıma anlatmıştır.
Hatta ezgisini hafızaya güvenerek mırıldandı, aynen tarif etti. Bu eğlentinin
Makedonya Yörüklerinden köy kızları arasında da aynı ad ve sözlerle
yaşamışlığını yakın zamanlarda oralı bir yazarca İstanbul'da çıkarılan bir
makaleden öğrenmiştik. Oyun sahnesinin bir de desenini çizerek yazısına katan
zat diyor ki: Bu oyun tamamiyle
genç kızlara ait görünüyor. Genç köylü kızlar askerlik ve başka işlerle
delikanlılar gibi Rumeli ve Anadolu arasında asırlar boyu mekik dokumuş
olamayacaklarından, ilk Yörük fatihan ile oralara kadar uzanan obalı ninelerin
kendi sabit hayatlarını (o arada bu türlüden tarihi göreneklerini ) asırlarca
yaşattıklarını büsbütün emniyetle inanılır. Dayanıklılık örneği bir çeşittir.
Genç kız
oyunlarından biridir. Çankırı'dan şu yoldaki tarifi eksilerin hatıralarına göre
otuz küsur yıl önce yerinde neşredilmiştir. Mevsim gezeneklerine giden
kadınlardan orta yaşlılar fırsat buldukça süs ve giyimlerini yenilerken "anbar
kolundan düşmüş kadınlar"dan onar, on beşer yetişkin kızdan müteşekkil iki alay
tertip ederler. Bu iki alay, araları on beş yirmi adım açıklıkla karşılıklı
ayakta dururlar. Sağ taraftakiler hep bir ağızdan : Alaylılar,
alaylılar, alaylılar Diyerek seslene
sözlene yavaş yavaş karşı tarafın önüne varırlar ve sonra gene aynı halle arka
arka geri gelip yerlerinde dururlar. Sonra karşı taraftakiler de harekete geçip,
özel bir makamla: Alaylılar,
alaylılar, a canım alaylılar Ne istersiniz alaylılar? diyerek bir ağızdan
terennümle önlerine gelir ve yine aynı halle yerlerine gerilerler. Bu sefer,
tekrar öncekiler, aynı hal ve nağmeyle: Alaylılar,
alaylılar, canım alaylılar Şol güzeli gelin isteriz alaylılar diyerek içlerinden
birisini gösterirler ve tekrar: Alaylılar,
alaylılar, canım alaylılar Şol güzelin ad sanını bize bildirin diye
arzuhal edip yerlerine gerilerler. Bu defa karşıdakiler aynı makamla: Alaylar, alaylar
canım alaylar Ol güzel, altındır, elmastır diyerek gelir ve
dönerler. Diğer taraf harekete geçerek: Alaylılar,
alaylılar, canım alaylılar Davul zurnayla gelin almaya geldik derler ve orda
dururlar. Gelin tarafıyla birlikte hep bir ağızdan: Annesi de güzel
Babası da güzel Kendisi de güzel Haydi güzeller içine diyerek gelinin
koltuğuna girip birlikte götürürler. Böylece varışmış ve gelin getirmiş
olurlar.
|