Çengi

TÜRK HALK OYUNLARI KATALOĞU

ÇENGİ:

Arap harfleriyle "çenki" ve "çengi" aynı imlada yazılagelmiş olmakla beraber, birincisi Farsça, çengi ise Türkçe'dir. Bu ikilik yerliler arasında bile öteden beri karışıklık çıkarmış çünkü iki eleman da Asya milletleri arasında aynı eşit yaygınlıkla müşterek meclislerde kullanılmışlardı. Çengi tabiri şimdi yalnız halk dilimizde yaşamaktadır. Şehirler hesabına yalnız edebî metinlerde görülebilir. Asya'da ise büsbütün revaçtan düşmüştür.

Parmak zilleriyle çengilik etmek şimdi İstanbul'da Sulukuleli kara kızlara münhasırdır. Anadolu'da nezih kadınlar kaşık oyununa çıkabiliyorlarsa da, zille oynamak parayla tutulan esnaf oyuncu kadınların harcıdır. Halbuki geçen yüzyıl ortalarına kadar parmak zilleriyle çengilik etmek İstanbul'da bile cariyeler için çok daha müsamaha gören bir sanattır.

Anadolu düğünlerinde tef çalıp türkü söyleyerek genç kızların oyununu destekleyen meslekten şarkıcı kadınlara şimdi de çengi denilmektedir. Bütün Türk oyunculuğunun denilmese de, bu tip esnaf işi kadın çengiliğinin menşei görünüşe göre bayaderliğe bağlıdır.

Divandan örnek:

Gazeli savt ü makamat ile teşhir etmek
Çengiler şekline koymak gibidir tazeleri

Nâbi

Çingi diyen yerlerimiz de vardır. Çengiler şairlere çok şeyler söyletmiş, meselâ Nedim şöyle duygulanmıştır:

Çengi, köçek yallah desin
Hoş yaratmış Allah desin
Görenler maşallah desin
Nazar değmesin geline

Şu Rubaî de onundur:

Rakkas bu halet senin oynunda mıdır?
Âşıklarının günâhı boynunda mıdır?
Doymam şeb-i vaslına şeb-i rûz gibi
Ey sîm beden, sabah koynunda mıdır?






 
Bu site Kültür ve Turizm Bakanlığı Bilgi Sistemleri Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanmıştır.
Bu sayfa 1936 kez gösterilmiştir.