TÜRK HALK OYUNLARI
KATALOĞU ÇOCUK VE OYUN:
Miniminiyi oyalamak
maksadıyla anne veya büyükannenin elleri üstünde yavruya yaptırdığı hareketlerde
bazen raks unsurcuğu bulunabildiğini herkes bilir. Kimi çocuğun sağ kolunu biraz
yukarıya kaldırarak elini bileği üzerinde iki tarafa döndürürken yavrunun
dikkatini sesinin hususi âhenkli şu sözlerinde tartımla toplamaya
çalışır: Alaylı yavrum
alaylı Maşrapası kalaylı Kimi de bebeği
elleriyle havaya kaldırıp avucu üstünde tartımla döndüre döndüre farkında bile
olmadan ilk dans duygusunu ona aşılar. Yine oyalamak üzere çocuğa ilk verilen
"çıkıçıkı" çalgısında da ayrıca ritim imkânı ve sapında bir düdüğü vardır ki
bunların ustası da önce ister istemez annenin kendisidir. Yukarıdaki vezinli
sözlerle geçen basma kalıp mükerrer "alaylı" kelimesi büyük çocukların Alay adlı
oyunlarından ve Halaylardan başka bir şey olamayacağı açıktır. Yani, anne kendi
çocukluk oyun hatıralarının zevkine yavruyu farkında olmadan kışkırtıyor
demektir. Türk anasının aynı yolda başkaca tekerlemeleri de vardır.
Mesela; Alaylı yavrum
alaylı Alaylı da bulaylı... cümlesi derin
intikallerden kalma olup Türklük dünyası dışındaki emsal âdetlerden farklı
hareketlerdir. Oyun ve tartımın
ilk sevincini böylece anne kucağında edinen çocuk, konuşup yürümeyle başladıktan
sonra da akranının oyun halkasında yer alıp tekerlemeleri sıçraşmaların
deveranına dalmış olacaktır. Bu çağda, tekli oyundan ziyade sıra oyununun iş
görmesi dikkati çeker. Büyüklere ait
metrûk (terkedilmiş) eski çağ oyunlarının bazen çocuk oyunları arasında hâlâ
yaşamakta bulunması düşündürücü bir gerçekliktir.
|