Çukurova Türkmenlerinde Oyunlar

TÜRK HALK OYUNLARI KATALOĞU

ÇUKUROVA TÜRKMENLERİNDE OYUNLAR:

Güney Türkmen oymaklarında oynak havalara "Sinsin Havaları" adı da verilir. (Bu havalar bazen çağrılan türkülerle oynanırken türkünün nağmelerini zurna tekrarlar veya destekler.)

Türkmen Abdalları arasında davulla çalınan havaların konumuzla ilgili başka bir bölümü de Halay Havaları yani oyun ezgileridir. Oyun havaları dört çeşittir:

1. Üç Ayak Halayı,
2. Kürt Halayı,
3. Sürek Halayı,
4. Acem Halayı yahut Oymak Halayı.

Sinsin Oyunu:

Çok eski bir Türk oyunudur. Cenupta (güneyde) da geceleyin oynanır. Büyük bir ateş yanmaktadır. Ateşin etrafında acele koşuşan çocuklar çalı çırpı muttasıl (sürekli) ateşi besletirler. Davul zurna çalar. Ateşin etrafında oyuncular oynarken heyecana gelir ve bir an durmaksızın muntazaman alevin üstünden atlarlar. Ateş çevresinde terleyinceye kadar oynayan bu delikanlılara davul hep oynak havalar vurmak zorundadır. Ateş karşısında oyun ebesi eğer isterse başkaca havalardan da oynayabilir. Ancak, Sinsin Oyunu ayrı ve oynak havasıyla temsil edilir.

Hollu Havası:

Bunun bir adı da Halay Havası'dır. (Halay kelimesi ile Hollu arasında her halde bir dil münasebeti olsa gerektir.) Düğün Sinsin'lerinde kol kola tutuşulup oynanan kaval ile çalınır kısmına "Hollu" denilir. Bu havada ses oynak olmakla beraber, baştan hafif ve 'heste başlandığı halde gitgide hız alır ve oyunun sonlarında kavalın fazla sürati oyunun "kargaşayla bitmesine sebebiyet verdiği) zehabını (zannını) uyandırır.

Güneyde tek başına zurnayla "Karaçor Oyunu" denilen bir oyun havası da çalınır.

Çukurova'da ve daha geniş anlamıyla güney bölgesinde oyunlar kadın erkek karma halde yürütülür. Günümüzde Bulgar Dağında (Bolkar d.) yayla eden ve Korikos civarında kalan Ayaş oymağı (ki Mersin-Silifke arasındaki Kızkalesi'nin eski adı Korikos'tur), Gaziantep'in güneyinde kışlayan ve yaylasını Sofdağı eteklerinde geçiren Savucu ile Kilis-Nizip güneyindeki isk'n Türkmenleri içinde, bazı din propagandalarına rağmen, bu güzel âdet hâlâ yaşamaktadır. Düğünlerde davul zurna çalmaya başlar başlamaz, düğün evine hürmeten köyün genç ihtiyar bütün kız ve kadınları yeni giyimleriyle süslenir. Başlarına renkli tavuk tüyleri takınarak davul vurulan alanda toplanırlar. Bu âdete riayet etmeyen köylü veya obalı düğün evinin hasmı sayıldığı gibi, düğüne gelmiş düğüncülerce de takbih edilip (ayıplanıp) bu hal dedikoduya mucip olur. Kadınların oyunda hep ayakları ucuna bakarak oynamaları âdettir. Buna riayet gösteren kız ve kadınlar taktir edilirler. Böyle bir oyun sırasında köy veya oba delikanlılarından biri, oyunun heyecanlı bir yerinde, sevip evlenmek istediği bir kızın ayakları ucuna bıçak atarsa bu hareket aşk il'nı demek olduğundan kız Halay dizisinden (oyun halkasından) ayrılıp kaçar. Kız tarafı gerçi bu durumdan şakadan müteessir (üzgün) görünürse de araya meyancılar (aracılar) girip bunun âdet olduğunu ve yapılmasında mahzur bulunmadığını tekrarlayıp kız tarafını keskin ve imkân bulursa düğün arasında bir de nişan kutlamaya çalışırlar. İsk'n Türkmenlerince böyle bir nişan çok uğurlu sayılır. Bu oyunlarda davul zurna yoksa başkaca çalgılar düğüne katılabilirler. Eğlenceye halel gelmiş sayılmaz.

Buralarda dikkati çeken oyunlar başlı başına bir inceleme konusudur deniliyor. Oynanış tarzları toplanacak olursa tek başına bir kitabın tedvin edilebileceği (ortaya konulabileceği) il've ediliyor.






 
Bu site Kültür ve Turizm Bakanlığı Bilgi Sistemleri Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanmıştır.
Bu sayfa 6208 kez gösterilmiştir.