TÜRK HALK OYUNLARI
KATALOĞU ERZURUM BARLARI:
Baş Bar, Tikine
Barı (Dikine Bar), Sekme Barı, Hoşbilezik Barı, Kürdün Yaymanı Barı, Daldalan
Barı, Aşırma Barı, Dello Barı, Nari Barı, Kürt Barı, Temirağa Barı, Bitlis Barı,
L'vik Barı, Hozan Dağı Barı, Tortum Barı... Her birinin ayrı havaları ve
bazılarının türküleri vardır. Adların sonundaki Bar kelimesi birliktelik
anlamıyla sadece dans demek olduğu için bu oyun adları, mahallinde eksiz olarak
bazen kısaca da kullanılırlar: Hoşbilezik, Sekme gibi. Kimisi de Anadolu'nun
başka taraflarında Halay, oyun ekleriyle vardır: Düz Bar, Düz Halay, Düz Oyun,
Düz Horan gibi ki, tertipçe aralarında bölge uzaklığı nispetinde hasıl olmuş
görülen farklara rağmen geçmişteki şekil birliğini buluşturmak üzere
karşılaştırılarak incelenmeleri de doğru olur. Yani "genel olarak" oyun
anlamındaki ek tabirler birer genel etiket olup dil modaları halinde geç
asırlarda becayişe uğramışlar, meselâ Düz Yallı, Düz Raks denildiği bile
olmuştur. Buna göre bütün eklerin yerini günün birinde "dans" etiketi tutarak
meselâ Düz Dans denilebileceği akla gelir. Bütün önem özel adlarda ve onların
etimolojilerindedir. Bazı çeşitlerin geç yüzyıllardaki Türk tertiplerinden
olduğunu adlardan anlamak herkes için kolaydır. Meselâ, Temur Ağa Barında
Temurtaş Paşa'nın adı yaşatılmıştır. Bu paşanın ünü cidden çok müessir (etkili)
bir şekilde Erzurum folkloruna sinebilmiş görünüyor. Paşa'nın Telli Nig'r
isminde bir gözdesi varmış ve hakkında şöyle demiş: Demirim, aslım Türk
işi Seninle kuram savaşı Koy Nig'r'ı kurtar başı Git Köroğlu kıymam
sana Elbet Köroğlu'nun
da cevabı hazır, o da söylemiş, söylemiş de neticede dayatıvermiş; "Koymam sana
Nig'r'ı Temurtaş Paşa". İşte bu söz çarpışması kılıçlarla dans halinde oynanır.
Hançer Barı da dilber bir kadın için döğüşen iki sevdalının
hikâyesiymiş. Görülüyor ki
dikkatle derlenmesi gerekecek oyun rivayetleri "yalnız Artvin'de 60'tan fazla
oyun çeşidi yaşadığı" gibi günlük rakamlara inhisar etmemektedir. Menşe
rivayetleri daha sabit kalabileceği halde, aynı Artvin'de meselâ üç yüz yıl önce
belki de 300 oyun çeşidi bile vardı! Menşe rivayetleri yaşatıcı manevi gücüyle
tarihle de bazen beslenebileceğine göre, bu işin üzerine düşülmelidir. Her yerin
oyun sayıları yıldan yıla azala azala günün birinde maazallah (Allah saklasın)
sıfıra müncer olmasın. Şimdiki halde Erzurum oyunda en zengin ve gürbüz kalan
bölgelerimizden biridir. Bütün davul zurnalı
Türk sıra oyunları gibi Erzurum'dakilerin de ana örnekleriyle Horasan tarafından
ilk sahipleri elinde gelmişliğini en başta "aksak tartımlar" yüz yıllardır davul
zurnalarla haykırıp durmuş, oyalı adımlar her inancı topraklara işleyip
sindirerek mıhlamıştır. Bunların tümüne birden ister Bar de, ister Halay de,
ister Alay, Yallı, Depki, Horan, Raks, Oyun yahut Türkçe'nin en alt tabakasında
yatan Büyi'yi diriltebilerek öyle de, bunlardan her hangi birisi "genel
etiket"ten başka bir şey sayılmayacaktır. Hoşbilezik Oyunu desen de olur,
Hoşbilezik Dansı desen de olur. Karslılar hoş bir yol tutmuşlar: Bar, Halay,
Yallı, Oyun, Horan etiketlerinin hepsini kullanıyorlar. Esasen bar denilince
sadece Sıra oyunu gibi inhisarlı (sınırlandırılmış) bir mana anlaşılmaz. Kelime,
dans demektir. Erzurumlular raks dememek ve oyunun ikinci anlamlarındaki
iltibasa (karışıklığa) meydan açmamak üzere Bar etiketini tercih ettiler. İlk
fatihlerin bütün Türk dünyasındaki en eski göreneğe göre "büyi" demiş oldukları
pek tabiî idi. Anadolu'nun en eski Türkçe metinlerinde XVI. yüzyıla kadar bu
tabir ve büğmek (raksetmek) fiili vardır. Şimdiki bükmek, bükülmek fiilleri
asılda aynı şeydi her halde. Erkek Barları
arasında taşradan gelmeliği anlaşılan (fakat yerli zevke göre düzene çekilmiş
olan) Tanzara, Köçeri (Koç eri), Köroğlu gibi çeşitler de yer aldığı gibi, çoğu
türkülü olan bölge kadın oyunları da gelenektendir: Üçak, Kosalama,
Tatyan. Çoğunlukla bilinip
en çok oynanan Barlar, Hoşbilezik, Dello, Timurağa, Hançer Barı, Köçeri ve
Köroğlu'dur. Bunlardan Köroğlu kılıçlarla oynanır. Hançer Barı ellerinde hançer
bulunan iki kişi tarfından yürütülür: Bazı marifetli oyuncular sekiz on
hançerle, hem de her parmağında bir bıçak döndürerek oyun gösterirlerdi.
Sabit tertipli her
sıra oyununun bir değişmezliği bulunduğu halde, figür ve hareketleri zamanla
ufak tefek katım veya kesintilere uğramış, çocukluktan ihtiyarlığa kadar bu
küçük değişimler gözle görülüp zamanımızda anlatılmış geçen yüzyıllar adına da
bu bilgiden istintaçlarda (sonuç çıkarmalarda) bulunulabilmiştir. Bilhassa başka
şehirlere yayılışta her sıra Barı daha da farklı haller edinmiştir. Öyle ki,
meselâ Erzurum'daki Hakk'ri Barı'nı oradan gelme saymaktan ziyade Erzurum'un
oraya ismen bir ithafı addetmek daha doğru olur . Barlar düğün, millî
bayram, Hıdırellez, Nevruz gibi günlerde, hafta tatillerinde, özel gece
toplantılarında oynanır. Şehrin Köşk, Abdurrahman Gazi, Kavak, Cirit Meydanı
gibi mesire yerlerinde yazın bu Barları çevirenler sık sık görülür. Köşk'te
hemen her gün Kavak'ta eskiden cumaları, şimdi Pazar günleri, ziyaret günleri
Türbe'de aşağıdaki dere boyunda takım takım oyuncular görülür. Öyle ki, bazen
on, onbeş davul zurnanın yer yer çaldıkları duyulur. Birkaç oyundan sonraki
fasılada (arada) davulcu, davulu yere yatırıp kucağına alarak parsa toplamağa
bakar. Deri üstüne önce oyuncular para atar, sonra seyircileri dolaşır. Eğer
birisinin şerefine oynamışlarsa, parayı o kimse verip, oynayanlarla seyirciler
artık bir şey vermezler. Barlar, Erzurum'a
civar vilayetlere hemen tamamen geçerek, nispeten kolay öğrenilenleri oralarda
revaçta kalabilmiştir. Bunların başta gelenleri Hoşbilezik, Dello ve
Timurağa'dır. Civar şehirler arasında en çok Dello ve Köçeri rağbettedir. Bunlar
oralarda hem daha kalabalık sıralarla, hem de farklıca figürlerle yürütülürler.
Dello ile Timurağa
bir ara ihmale uğrar gibi görünmüşlerdi. Fakat, Meşrutiyet'ten sonra tekrar
parladı. Öbürlerinden fazla gün görür oldular. Balkan Harbi, I. Dünya Harbi ve
Mütareke yıllarının türlü gaileleri (sıkıntıları) arasında heves ve neşe,
tabiatiyle kırıldığından oyunlar epey ihmale yüz tuttu. Oyuncular hayli
azalmıştı. Böyle zamanlarda oyun cephedeki asker arasındadır. Her hangi en küçük
dinlenmenin fırsatını kollayan Erzurum delikanlıları Barlarını çevirerek
ruhlarını dinlendirmeye can atarlardı. Düğünlerde oyunu idare edecek Barbaşılar
o yıllarda güç bulunur olmuştu. Düğün sahibi mevcutları araştırıp hususi davet
ve ricalarla güçlükle düğün yerine getirtebilirdi. Yarım asır öncelerin ünlü
barbaşıları hâlâ yaşlılarca ad ve hüviyetleriyle anılıyorlarmış. İstiklâl
Savaşı'nın taze sevinci ve zaferlerin neşesi Barları yeni baştan canlandırdı.
Cumhuriyet devrinde rağbet daha da arttı. Hevesliler, oyunlu müsamereler
çoğaldı. Ankara'nın ora oyunlarına ilgi gösterir olması ve festivallerde
kazanılan derecelerin üstelenmesi canlanışı büsbütün körüklemişlerdir.
Aşşahdan Gelirem
(aşağıdan geliyorum), Kavak, Çift Beyaz Güvercin, Atın Üstünde Eğer ve Bir Taş
Attım Çekile gibi türkülü kadın oyun çeşitleri ile, erkeklerin Sekme ve Aşırma
adlıları gibiler yine başkadır, Bar değillerdir.
|