TÜRK HALK OYUNLARI
KATALOĞU KÜRDÜN KIZI:
Çankırı
düğünlerinin köçekler sanatında faslın sonunda sözlere adım adım uygun düşen
figür irtic'lleriyle (yaratmalarıyla) gün görmüş bir çeşittir. Sözlerinin o
yörede bilinen kıtaları şunlardır: Kürdün kızı kürdün
kızı Yaktın bizi (Kürdün kızı) Sen Allar gey, ben kırmızı Kürdün kızı inek
sağar İnek de depmiş dizin oğar Kürdün kızı, kürdün kızı Sen allar
gey, ben kırmızı Sen nergis topla, ben yıldızı Kürdün kızı un
eliyor On parmağın kınalıyor Kürdün kızı, kürdün kızı Sen allar gey,
ben kırmızı Ser nergis topla, ben yıldızı Kürdün kızı süt
pişirir Südün köpüğün daşırır (Görenler aklın şaşırır), Kürdün kızı,
kürdün kızı Sen allar gey, ben kırmızı Ser nergis topla, ben yıldızı
Kürdün kızı, kürdün
kızı Yaktın bizi kürdün kızı Çıkalım dağlar
başına Sen gül devşir, ben nergisi Kürdün kızı un
eliyor On parmağın kınalıyor Leyli de kurban Kürdün kızı Kürdün kızı inek
sağar İnek tepmiş dizin oğar Leyli de kurban Kürdün kızı Kürdün kızı oyunu,
Ayaş (Ankara) ilçe ve köylerindeki düğün evinde, harmanda kadınların her
toplantı yerinde kızlar tarafından oynanır. Oyuna başlanılmadan önce gereken
takımlar hazırlanır. Oyuna katılacak 15
- 20 genç kadın (kız) ve gelin seyircilerin ortasında halkalanıp oturur.
Halkanın orta yerine de asıl oyuncu olarak 18 yaşlarında şen ve kıvrak hareketli
bir kızı çıkarırlar. Kız, oyunun ehli olarak tanınmıştır. Oyunun iyice eğlenceli
geçmesi için daha da bir - iki şartın önceden düşünülmesi ihmal edilmez. Yeni
oyuncunun gayet hareketli davranabilmesi, oyun için şarkıda (türküde) gerecek
işleri çarçabuk becerebilmesi ve ezgiye hakkıyla uyabilecek surette kabiliyetli
olması elzemdir (şarttır, gereklidir). Oyuncuyu
çevreliyenler sırf şarkıcıdır. Hoş bir âhenkle hep bir ağızdan ağır ağır, fakat
yüksek sesle ve oyun bitinceye kadar şarkıyı (türküyü) onlar söyleyeceklerdir.
Şarkıya tempo tutacak surette bir yandan da hafif hafif ve tartım dairesinde el
vururlar. Şarkı, asıl üç kıtalıksa da, her mısra ikişer kere söylenir, zaman
uzatılmasına bakılır: Kürdün kızı ineğin
sağar Sağıyor, sağıyor... İnek tepmiş, dizini ovar Ovuyor, ovuyor...
İki satır
söylenirken ortadaki oyuncu çömelerek elleriyle inek sağıyor yollu hareketler
yapar. İneğin memelerini sıvazlar gibi ellerini yukardan aşağı indirir,
kaldırır, indirir... Vücudu da aynı tartımla sağa sola yaylanarak sallanır.
Şarkının üçüncü
satırına geçilince o da hareketini değiştirir. Meselâ, inek tepmiş gibi dizine
bir yumruk indirerek sırt üstü yıkılır, eğilip dizlerini oğuşturur. Ağlıyormuş
gibi burun çekerek gözlerini siler. Şarkının öbür kıta
ve hareketlerine ara vermeksizin geçilir: Kürdün kızı süt
pişirir Pişirir, pişirir... İçine sıçan düşürür Düşürür, düşürür...
Bu sefer önüne
koca bir tencere alıveren oyuncu çömelir. "Kürdün kızı süt pişirir" diyorlarken
o da eline kaşık yerine bir odun parçası alıp tangur tungur tencereyi
karıştırır. İki yana sallanır, hem de sütün taşmaması için sözde kaşıkla
savurarak üfürür. Şarkıcılar "içine sıçan düşürür" diyorlarken (önceden fare
biçiminde bağlanmış) kara bir yazmayı sıçan kuyruk sallayarak yürüyüp tencereye
tırmanıyormuş gibi yaptıra yaptıra tencereye bırakır. Sonra yüzünü buruşturup
başını sallayarak "vöek, vöek," sesleriyle tencereyi fırlatır.
Oyunun son kısmına
gelince: Kürdün kızı bebeği
ağlar Ağlıyor, ağlıyor... Memeyi ağzına salar Salıyor, salıyor...
Oyuncu bir yastığı
çocuk gibi kucağına almıştır. Kıçına vurarak sallamaya başlar. Bir yandan da
ağzıyla "ıngaa, ıngaa" diye çocuğun sesini taklit eder. Son iki satır
söylenirken memesini çıkarıp yastığın başını tutar. Güya emziriyormuş gibi "Al
itin eniği al, zıkkım olası ol!" gibilerden söylenir. Sonra çocuk pislemiş gibi
yastığın altındaki eline burnuna götürüp koklar. "Vay piş kurusu vay, kucağımı
doldurmuş!" diyerek yastığı seyircileri üstüne fırlatır. Oyun böyle biter.
Kadınlar arasındaki tertip asıl işte bu şekildir.
|