TÜRK HALK OYUNLARI
KATALOĞU KÜTAHYA CEMİYET
(TOPLUM) HAYATINDA KIZLARİÇİ): Kütahya'nın 14 - 20
yaşlar arası evlenmemiş genç kızlarınca tatil günlerinde semt semt tertiplenen
toplantılara "Kızlar - içi" denilir. Kendi aralarındaki akış, türkü ve oyun
gösterilerine sahne olmasıyla pek dikkate değer cemiyet (toplantı) vesilesidir.
Cidden öğretici, en becerikliliğe ulaşmak hevesini uyandırabilici boy ölçüşme
vesilelerindendir. Kızlariçi'ne evlilerin gelmesi iyi karşılanmaz. Hoşça vakit
geçirme gösterileri arasında oyun da önemli bir yer tutar. Türkü çağırma
nöbetleşmeleri en coşku anına ulaşınca musikîyi başka bir unsur daha katılması
ihtiyacı kendiliğinden uyanır. İçlerinden biri ezgi kırarak "Yasemin Dalları"
havasının oynaklığına geçer. Bu türküyü duyanlar alelusûl (yol yordam gereğince)
oyuna kalkılacağını bir alışkanlık halinde ve hâtıraların etkisiyle sezinlerler.
Türkünün havası cidden kıvrak, kırıtkan ve sürükleyici bir parçadır. Genç kızlar,
birbirlerine oyuna kışkırtır ve hatt' zorlarlar. Çünkü, suret' (sözde)
nazlananları bile içinden oyun delisidir. Orada hem coşacaklar, hem de gün
gereğince giyinmiş bulundukları en şirin elbiselerin kendilerine ne derece
yaraştığını raksın (oyunun) türlü sevimli hareketlerinden faydalanarak mevzun
(düzgün) bir surette kontrol ettirmek fırsatını bulmuş olacaklardır. Erkeğin
kendi oyununda yiğitlik fıtratını (yaradılış özelliğini) gösterebilişi gibi,
kızların (erkeksiz oyunlarında) güzellik ve yakışıkalırlık denemelerine bir
içgüdüsü halinde kalkışmaları en tabiî ahvaldendir (doğa durumlarındandır).
Oynayacak kızlar
teker teker kalkar, tartımlı 'henge göre en ağır figürlerle ortada üç beş defa
döndükten sonda yine yerlerine otururlar. Bu hareket, oyunun başlangıcı
mahiyetindedir. Kaç kişinin oyuna yarayabileceği en ufak bir itiraz ve
gücenikliğe meydan verilmeksizin belli edilir. Falan ve fil'n kızların o gün
için oynamasının şart kalacağı hemen anlaşılır. Gösterilecek oyunların üstün
vasıflar da şıpın işi kararlaşır. İlk ağızda başarısızlığa uğrayanlar; "ilerdeki
toplantılarda derece edinmek" üzere bugünlük başarılı örneklerden hisse kapmak
fırsatını olsun bulmuş olmanın talihiyle yetinirler. Cemiyette (toplantıda)
delikanlılar bulunsaydı seçim işinin kıskançlık buhranlarından zarar görmesi her
halde hâdise (olay) olabilirdi. Kadın
toplantılarında çalgı olarak her Anadolu bucağında görüldüğü üzere tef, deblek,
zillimaşa gibi vasıtalar iş görür. Oyunlar, çiftli veya tekli olabildiği kadar,
4, 8 veya 12 kişiyle de yürütülebilirler. Kızlariçi'nde gösterilenler çoğu zaman
dört çeşittirler. 1. Kız Ağır Oyun
(Kar mı Yağdı Kütahya'nın dağına?) 2. Düz Oyun (Sinanoğlu) 3. Tetik Oyun
(Köroğlu) 4. İşaretli Oyun (İğnem Düştü Yerlere) Bu dört oyunda
geçmişin ve bugünün her hayat safhası nağme ve figürlerle canlandırılmış
bulunur. Türk kadını, gündelik hayatının her ihtiyacını iğnesinden ipliğine
kadar her isteğini, bu oyunlarda belirtebilir. Adı geçen oyun çeşitlerinden
sonra, sıra yerde oynanacak oyunlara gelir. Oturulduğu yerde
gösterilen oyunlar öylesine çeşitlidir ki, günlerce gösterilseler yine de sona
erdiremezler. Meselâ; Dünür Dünür, Kara Kedi, Porsuk Köprüsü, Görücü, Bohça,
Kurt Kuzu, Çömlek, Softa ile Yeniçeri, Turşucular, Bahçe, Han Kervan vs. gibi.
Bunlardan bazıları ev dışında oynandığı için, cümlesinin (hepsinin, tamamının)
ikiye ayrılarak gözden geçirilmeleri gerekir: 1. Ev içi oyunları,
2. Bahçe Oyunları. Her çeşidin kendi ayrı ezgisi vardır ve sözlüdürler.
Fakat, cümlesinin Kızlariçi meclisinin gösterilerinden sayılmasına zaruret
hissedilir. Çünkü, kendi apayrı oyunlarıyla yetinen delikanlılar o kız
şenliklerine hiçbir zaman ve hiçbir vesilede katiyen (kesinlikle) katılamazlar.
Kütahya genç kız
oyunlarının bu mahrem (gizli) durumu, mahallîlik dışına çıkmak şöyle dursun,
yaşlı kadınlar arasında bile tekrarlanamaz. Yaşlılar, olsa olsa seyircilik
fırsatları bulabilirler.
|