TÜRK HALK OYUNLARI
KATALOĞU OYUNUN DÜĞÜNDEKİ
YERİ: Şehirlerde:
Âdetlere bağlı
kalınarak düzenlenen düğünlerde kadın ve erkek yerleri ayrıdır. Asrî (modern)
düğünlerde ise kadın - erkek birlikte oturduktan başka, karma barlara da
kalkabiliyorlar. Esasında barların erkek oyunu ve kadın oyunlarından başka
olmalarına rağmen, asrî düğünlerde karma bar çıkarılmaya başlanılanı çok
olmuştur. Eski tarz düğünlerde kadınlar kendi aralarında "kına gecesi"nde ve
"paça"da tek ve çift oynanan karşılıklı oyunlara kalkarlar. Bunlardan Üç Ayak,
Çiftetelli, Kosalama, Tatyan en çok sevilenlerdir. Tatyan, zor bir oyundur, pek
az kadın oynayabilir. Şöyle bir şarkısı (türküsü) vardır: Burc üstüne
bayraklar diktiler O zamanda Cevher Han'ı vurdular Adı Leyli, Leyli,
Leyi Al hançeri vur sineme Gör içerde neler var Adı Leyli, Leyli,
Leyli Üçayak oyununu
birkaç kadın yürütebilir. Kosalama ise tekli oyundur, şarkısıyla (türküsüyle)
oynanır: Ben atımı
nallatırım Hokka da allan Özengisin parlatırım Sırma da tellen O
yana git ırgala Bu yana gel çalkala O incecik beline, beline Erkeklerin
meclisinde çalgı takımı zilli tef, gırnata (klarnet) mey, zurna (veya büğlü?) ve
davuldan birleşik olabiliyor. Başlangıçta "Oturak" havaları çalınır. Bunlardan
Yaylalar ve L'vik ekseriyetle dinletilirler. Biraz içilir ve sonra oyuna
kalkılır. Biri barbaşı olur. Üst üste beş altı bar yahut barların on ikisi de
oynanır. En son Hançer Barı veya Köroğlu ile muvakkat (geçici) bir ara verilir.
Bir miktar türkü ve içkiden sonra tekrar oyuna kalkılır. Oyun, kafile kafile
başlar. Seyircilerden biri zaman zaman kalkıp sıradaki oyunculara sırayla birer
nefeslik sigara çektirir ve bu böylece sabaha kadar sürer. O arada çalgıcılara
para verilmesi de âdettir. Köylerde:
Kız ile erkek aynı
köyde olduklarına göre; görücü gönderilir, kız beğenildikten sonra söz kesilir.
Basit bir nişan töreniyle hediyeler teati edilir. (karşılıklı verilir). Nişanlı
kaldıkları müddetçe gerek kız, gerekse erkek arkadaşlarıyla toplaşarak
eğlentiler yaparlar. Buna "Şeker Başı" eğlentisi denilir. Gelin Alma
Merasimi: Oğlan tarafının bir
velisi (baba, dede veya amcası) ile düğüncüler gelir. Kız tarafı, gelenleri
eğlendirmek üzere "Kısır Gecesi" denilen eğlentiyi temin eder (düzenler).
Köroğlu ve muhtelif oyunlar oynanır. Ertesi gün, kızın amcası veya kardeşi
geline bir kemer bağlayıp duvak geçirir, sonra kapı çevrilerek (kilitlenerek)
kapı parası alınır. Oğlanla kızın velileri (anneleri) tarafından kız dışarı
çıkarılır, arabaya bindirilir. Bu, bir at veya öküz arabasıdır. Öbür komşuların
bineceği arabalarda hazırdır. Güreş ve cirit yapılır, birlikte oynanılır.
Arabalar hareket edince, çocuklar yola ip gererek bahşiş ister ve alırlar.
Kız ve erkek (gelin
ve güvey) ayrı köyden oldukları taktirde; gelin alımına gelinmeden önce bir ara
gelini görmeye oğlanın akrabasından birkaç kadın gelir. Bir kısım eşyayla
(armağanla) insanlar gidip düğün gününü kararlaştırırlar. Gelini götürmeye
gidilirken de öncü olarak evvel' bir adam gönderilir ki, buna "tilki" derler.
Bunun vazifesi, hiç kimseye görünmeksizin kız evinin ahırına girerek bir hayvanı
yakalamaktan ibarettir. Muvaffak olabilirse (başarabilirse) o hayvan kendisinin
olur. Aynı gün kız
köyünün delikanlıları da tertibat alıp tilkiyi yakalamak hususunda elden gelen
gayreti geri komazlar ve ekseriye yakalarlar da. Bunu bilen tilkilerde kılık
değiştirerek bin bir ihtiyatla köye sokulurlar. Yakalanan tilkiye şaka
mahiyetinde köylü az çok eziyet eder ki ev arasına bir odun uzatarak onu
belinden asarlar ve altına kuru ot yığarlar. Düğün heyeti köye yaklaşınca ota
ateş verirler. Tilki, ateşin yetişemeyeceği yükseklikte olmakla beraber,
dumandan hayli muazzep (rahatsız) olur. Dumanı gören kafile reisi tilkinin
yakalandığını anlayıp atını sürer ve bahşiş vererek onu kurtarır. Gelenler, köy
evlerine taksim edilir. Dinlendikten sonra kadınlar ve erkekler için hazırlanmış
bulunan ayrı ayrı düğün yerlerine davet olunurlar. İşte bu gecenin eğlenceleri
"Kısır Gecesi" şenlikleridir. Orta oyunu mahiyetinde Karagöz denilen oyun
yapılır, barlar yürütülür. O arada düğüncülerle türlü muziplikler yapılarak
bahşiş koparılır. Gelenlerin at, öküz araba ve sairleri çalınır. Bunlar bahşiş
karşılığı geri alınabilir. Kızı çıkarma merasimi yine yukarda anlatıldığı
üzeredir. Kıza, sadece yenge refakat eder. Gelin alınmadan önce delikanlılara
mahsus olmak üzere düğüncülerde "Koç Parası" denilen bir bahşiş alınır.
Delikanlılar, bununla aralarında bir ziyafet çekerler. Yolda arabaların önüne ip
gerip para alırlar. Rastlanılan bir sürünün çobanı (ki düğünden haberdar
olduğundan mahsus yolu tutmuştur) en ağır koyunun düğüncülerin önüne çıkarır.
Herhangi bir atından inmeden koyunu tek elle kaldırıp yerden atın üstüne
alabilirse koyun onun olur. Kaldıramadığı taktirde koyunun bedelini ödemeye
mecbur kalır. Ayrıca bir de bahşiş verecektir. Bu işte muhtelif kabadayılar
kuvvet deneyebilirler. Eğer yom bir günlükten uzaksa köylerde konak (mola)
verilir. Oğlanın (güveyin) köyüne gelineceği gün, uzakta delikanlılar gelenleri
karşılar. Bazen de oğlan tarafının atlıları, misafir bulunan köye davul -
zurnayla gelerek, gelinin sabah sabah (erkenden) yola çıkarılmasında ısrar
ederler. Gelinin konuk bulunduğu evine önünde oyunlar oynayıp kızı gürültüyle
uyandırmaya çalışırlar. Bu gelişten asıl maksat, koç parasını vermemektir. Bunu
da şöyle bir müsabakayla tespit ederler. Oğlan tarafının delikanlıları,
gittikleri köyün delikanlılarına cirit veya güreş teklifinden bulunurlar.
Yarışmada oğlan tarafı kazanırsa, öbürleri koç parasından vazgeçerler. Yok eğer
yenilirlerse koç bedeli iki misline çıkar. Karşılanan gelinle
birlikte güveyin köyüne v'sıl olunur (ulaşılır). Atlılar ve arabalar oğlan evi
önünde durur. Gelinin arabası tam kapıya yanaştırılır. Bir ehramın dört ucundan
tutularak geline siperli bir yol yapılır. Güvey ile sağdıç evin damında
hazırdırlar. Gelin arabadan inerken ellerindeki mendillerden çerez, şeker ve
bozuk para serperler. Gelin tam kapıya yaklaşırken güvey bir elmayı kızın başına
atar. İsabet ettirmesi iyi karşılanır, hem de elmanın parçalanmasını isterler.
Bu hareket, güveyin geline hâkimiyetine işarettir. Oğlanın velisi tarafından
gelin arabadan indirildikten sonda doğruca hazırlanan odaya götürülünce, oda
birkaç defa çepeçevre devrettirilir (dolaştırılır). Sonra oturtulur, duvağı
başından çıkarılır. Bazen, biraz güveyle baş başa bırakılır. Bu âdet,
ekseriyetle nişanlısını göremeyen ve henüz tanışmayan çiftler içindir. Gerçi;
gelini, nişanlıyken görmenin bir yolu bulunabiliyorsa da bu işe ne kız, ne de
erkek tarafının velileri (anne babaları) göz yumamayacaklarından kaçak olarak
hareket ediliyor. Bu cihet (yön), baştan işaretlenmesi gereken bir noktadır. Kız
köyünün delikanlıları da tel'kiyi (buluşmayı) menetmeye (önlemeye) uğraşırlar.
Eniştenin geldiğini bir sezecek olurlarsa vay haline! Derhal yakalayıp eziyet
eder ve bahşiş koparırlar. Köy kızları
yemekten sonra gelinin evinde, erkeklerde sağdıcın evinde toplaşıp eğlenirler.
Bu esnada, dışardan içeriye her kim gelirse, gelin veya güveyin ona ayağa
kalkmaya mecburdur. Hem de gider "otur" demedikçe yerine oturmaz. Gelin veya güveyin
üzerindeki eşyalar, bu eğlentilerde çalınarak müzayedeye (açık artırmaya)
çıkarılır. Sağdıç veya yenge bunları satın almak zorunda kalır. Gece ziyafet
çekilir. Kızlar tarafının kadınları yemekten sonra kendilerine has tekli veya
çiftli oyunlarla eğlenirler. Erkeklere gelince; onlar da kendi taraflarında bar
çevirirler. Oyunlara bazen gelin ve güvey de (tabiatıyla her biri kendi
meclislerinde) iştir'k ettirilir. Onlar oyuna kalkar kalkmaz çalgının sesi
kesiliverip; "zurna bozuldu" t'biri kullanılır. Yenge veya sağdıçtan bahşiş
koparılır. Oyunlar boyunca ayrıca aralarda davulcu veya tefçi tarafından parsa
t'bir olunan para da toplanır. Kızların bulunduğu
eve düğün esn'sında bazen bir kısım delikanlılar da davet edilirler. Bunlar, o
evde kızkardeş ve teyzeleri bulunanlardan seçilir. Gaye oyun yürütülmesi ve
karma oyun oynanabilmesidir. Oyunda bir kız, bir erkek sırasıyla halka kurulur.
Alaca Bar veya Halay gibi adlar verilen oyun işte budur. (Halay sözü Sivas'tan
gelme yeni bir t'bir olup Erzurum bölgesinin yerli ağzında yoktur). Burada
karşılıklı türkü ve oyunlarla eğlenilir. Sona kalan zifaf (gerdek) merasimi
yurdun her bucağındaki gibidir.
|