1835-39 yıllarında Türkiye’de görev yapan Sultan II. Mahmud’un
danışmanlarından Prusyalı Mareşal Helmuth von Moltke, İstanbul haritası ve kent
geliştirme projesi hazırlamıştı. Bunun sonucunda ilk inşaat yönetmeliği olan
Ebniyye Nizamnâmesi de 1848 yılında düzenlenmiştir. Bunu ard arda yeni
yönetmelik ve yasalar izlemiştir. 1836-39 yıllarında İstanbul’a gelen ve 1858’e kadar burada çalışan mimar
Fossati Kardeşler, 1847-52 yıllarındaki Ayasofya onarımının yanı sıra, Mekteb-i
Sanayi, Telgrafhane-i Amire, Hollanda Elçiliği, Baltalimanı Reşid Paşa Konağı,
Beylerbeyi Hasip Paşa Yalısı, Beyazıt Reşid Paşa Türbesi ve Beyoğlu Naum
Tiyatrosu başta gelmek üzere elliye yakın yapı inşa etmişlerdir. Sultan Abdülaziz zamanı (1861-76) ise, Seçmeci üslûbun egemen olduğu bir
süreçtir. Aksaray’daki 1871 tarihli Valide Camii, bu yeni üslûbun tipik bir
örneğidir. Sultan II. Abdülhamid’in (1876-1909) 1886’da Yıldız’da yaptırdığı
Hamidiye Camii de aynı geleneğin uzantısıdır. Abdülmecid ve Abdülaziz
dönemlerine, yine Balyan ailesi, başmimar olan Sarkis Balyan (1831-99) ile
damgasını vurmuştur. II. Abdülhamid zamanında (1876-1909) İtalyan R. d’Aronco ve
Fransız A. Valeury gibi mimarlar da Beşiktaş Şeyh Zafir Külliyesi, Mekteb-i
Tıbbiye (Haydarpaşa Lisesi), Düyun-u Umumiye (İstanbul Lisesi), Yıldız Porselen
Fabrikası, Eminönü ve Galata’daki Osmanlı Bankaları, Tarabya Huber Evi, Beyoğlu
Botter Apartmanı ile aynı geleneği sürdürmüşlerdir. Sultan Abdülaziz’in 1865’de
Sarkis Balyan’a (1831-99) yaptırdığı Beylerbeyi Sarayı yazlık olarak
kullanılıyordu. 1871 yılında ise, Sultan II. Mahmud’dan yarım kalan eskisinin
yerine yine aynı mimara Çırağan Sarayı’nı yaptırmış, bu yapı 1910 yılında
yandıktan sonra yenilenerek ve genişletilerek otel olarak kullanıma açılmıştır.
19. yüzyılda yapılmış köşklerden oluşan Yıldız Sarayı, Sultan II. Abdülhamid’in
Şale, Çadır ve Malta köşklerini eklettirmesi ile genişlemiş ve kendisinin sarayı
olarak kullanılmıştır. Kentte yeni imar çalışmalarına duyulan gereksinim çerçevesinde 1864-65’da
Galata surları yıkılmış, Galata Surları yakınındaki Şişhane Meydanı yapılmıştı.
İtalyan Mimar Barborini’ye 1879-83 yıllarında yaptırılan Pera’daki Altıncı
Daire-i Belediye, Türkiye’deki ilk belediye binasıdır. 1869’da, Grande Rue de
Pera (İstiklâl Caddesi)’dan Mekteb-i Harbiye’ye uzanan iki yanı ağaçlıklı, yaya
kaldırımlı geniş cadde yapılmış, sonraları bu cadde Şişli’ye kadar uzatılarak
Büyükdere Caddesi adını almıştır. Taksim Kışlası yanında ve Tepebaşı’nda açılan
iki park, İstanbul’un ilk parklarıydı. Aynı yıl kurulan Atlı Tramvay Şirketi’nin
Eminönü-Aksaray ve Karaköy-Ortaköy arasında kurduğu ilk hatlar 1871’de hizmete
sokulmuştu. Buna koşut olarak 1871-74 yıllarında Karaköy-Pera arasını kapsayan
ve bugün “Tünel” adıyla bilinen İstanbul Metro Projesi de hayata geçirildi. Artık eski saraylar, köşkler ve konaklar bahçeleriyle birlikte yıkılarak
yerlerini askeri ve sanayi kuruluşlara bırakıyorlardı. Özellikle Eminönü, Haliç,
Eyüp ve Fatih sanayi bölgeleri olarak gelişmeye başlamıştı. Bağdat Demiryolu’nun
1863’de tamamlanan İstanbul-İzmit bölümü yapılırken, Topkapı Sarayı çevresi de
yıktırılmıştı. Kuşkusuz bu uygulamada, saltanat sarayının Topkapı’dan
Dolmabahçe’ye taşınması da önemli rol oynamıştı. Sirkeci Garı, bu dönemde Alman
Mimar A. Jasmund’a yaptırılmıştır. Haydarpaşa Garı ise, 1909 tarihinde H. Cuno
ve O. Ritter adlı iki Alman mimarı tarafından yapılmıştır. 19. yüzyılda
Boğaziçi, Beyoğlu, Nişantaşı, Kadıköy ve Adalar’da zenginlerin inşa ettirdikleri
konutlar, geleneksel eğilimlerden tümüyle uzak, Avrupa’daki mimarî anlayışların
uzantıları olarak görülebilirler.
Her cephesi ortasında bir çeşme, yanlarında mukarnaslı
nişli oturma yerleri ve köşelerde madeni şebekeli sebiller görülen anıtsal bir
örnektir. Cepheler ve saçaklardaki bezemelerde batı etkisi de görülür. Altın
yaldızlı kalem işleri, renkli taş süslemeler, çiniler ve taş kabartmaların yanı
sıra, şair Seyyid Vehbinin yazdığı övgüler de dikkat çekicidir.
|