Doğrudan Korumayla İlgili Hükümler İçeren Yasal Düzenlemeler

1983 senesine gelinceye değin, taşınmazların korunmasına ilişkin 2 temel düzenleme, 5805 sayılı GEEAYK Kuruluş Yasası ile, 1710 sayılı EEY’dir. Bu iki düzenlemenin, gerek tanımlar ve kavramlardaki gelişme ve değişmeler, gerekse uygulamaya yönelik kimi aksaklıklar nedeniyle yenilenmesi öngörülmüş ve 1983 yılında 2863 sayılı yasa kabul edilmiştir. Bu yasanın tümü değerlendirildiğinde, kendisinden beklenen ve Türkiye’nin çağdaş koruma dünyasında yerini almasını sağlayacak düzeyde olmadığı kolayca söylenebilir. Anlatımının çapraşıklığının yanı sıra, getirdiği kimi yaklaşımlar, bu yasayı, kendisinden öncekilerin de gerisine düşürmüştür. Bazı olumsuzluklarına karşın, 2863 sayılı yasanın, çevre ölçeğindeki korumanın bir plânlama sorunu olduğunu vurgulaması ve ilk kez “Koruma İmar Plânı” tanımını getirmesi, 1951 yılından itibaren süregelen tek ve merkezî bir denetim örgütü yerine, koruma olgusunu yerel ölçeğe taşıyan ikili bir denetim mekanizması oluşturması gibi olumlu yönleri de vardır.

Korumanın ilk aşamasını, korunacak değerlerin belirlenmesi (envanter, tesbit) oluşturur. İkinci aşama ise bu belirlemenin bir süreçten geçerek yasallaşması ve o taşınmazın kültür varlığı niteliği kazanmasıdır. Kültür Bakanlığı, tüm ülke ölçeğinde kültür varlıklarının belirlenmesi işlemlerinden sorumludur. Bu süreçte diğer kurum ve kuruluşlardan yardım alabilmektedir. Bu bölümde Vakıflar Genel Müdürlüğüne bir ayrıcalık tanınmış, idaresinde ya da denetiminde olan vakıf kültür ve tabiat varlıklarının envanterini yapabileceği belirtilmiştir. Yasa, yapılacak tesbitlerde o varlığın "... tarih, sanat, bölge ve diğer özelliklerinin dikkate alınmasını ..." öngörmektedir .

Yasa, koruma konusundan sorumlu kamu kuruluşunu da belirlemiştir. Buna göre Kültür Bakanlığı, "Her kimin mülkiyetinde veya idaresinde olursa olsun, taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının korunmasını sağlamak için gerekli tedbirleri almak, aldırtmak ve bunların her türlü denetimini yapmak..." ile görevlendirilmiştir. Temel kuruluş Kültür Bakanlığı olmakla beraber, 3 ayrı kuruluş, TBMM, Millî Savunma Bakanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü kendilerini ilgilendiren konularda yetki sahibi kılınmıştır. Tarihî çevrenin bir bütün olarak korunması, geliştirilmesi ve değerlendirilmesi konusu da yasada yer almıştır. Bu konudaki en ağırlıklı önlem bir alanın koruma kurulunca sit alanı olarak ilân edilmesiyle bu alandaki imar plânı uygulamasının durmasıdır. Bu durumda ilgili valilikler ve belediyeler anılan koruma amaçlı imar plânını en geç bir yıl içerisinde Koruma Kuruluna değerlendirilmek üzere vermek zorundadırlar.

 Ülkemiz mevzuatında, koruma yasaları dışındaki diğer bazı yasalarda da korumanın çeşitli yönlerini ilgilendiren hükümler yer almaktadır. Bunlardan en önemlileri; 1982 tarihli 2634 sayılı Turizm Teşvik Yasası, 1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanunu, 1983 tarihli ve 2873 sayılı Millî Parklar Yasası ile 1990 tarihli ve 3621 sayılı Kıyı Kanunudur.

 

 




 
Bu site Kültür ve Turizm Bakanlığı Bilgi Sistemleri Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanmıştır.
Bu sayfa 1806 kez gösterilmiştir.