Sanat Eğitimcisi Yetiştiren Kurumlarda Fonetik Sanatlar Eğitimi

FONETİK SANATLAR EĞİTİMİ

Sanat Eğitimcisi Yetiştiren Kurumlarda Fonetik Sanatlar Eğitimi

Cumhuriyet döneminde, alan öğretmeni yetiştirme amaçlı fonetik sanatlar eğitimi veren ilk kurum Musiki Muallim Mektebidir. Eğitimde, bilimsel yöntemlerle çağdaş düzeyde bir düzenleme ve uygulama söz konusu olunca, okullarda batı müziği öğretiminin yer alması kaçınılmazdı. Bu konu, 16 Temmuz 1921’de Ankara’da toplanan Maarif Kongresi’nde tartışılmış ve batı tekniğini bilen çok sayıda öğretmeni yetiştirme gereksinimi belirlenmişti. Ulusal müzik eğitimini, yurt düzeyinde uygulayabilecek öğretmen kadrosunu yetiştirmek için Musiki Muallim Mektebi kuruldu. Okul müdürlüğüne Riyaseti Filârmoni Orkestrası şefi Osman Zeki Bey getirilmiş, orkestra üyelerinden bazıları da öğretmen olarak atanmıştır.

Kurumun amacı, “Lise ve orta mekteplerle bilumum muallim mektepleri için muallim eğitimi” olarak açıklanmıştır. Ancak okulda, orkestra üyeleri de yetiştirilmiştir. Musiki Muallim Mektebinde eğitim süresi dört yıldır ve son sınıf uygulamaya ayrılmıştır. Okula kabul edilmede, yaş sınırı 13-17’dir. Öğrenilebilecek çalgılar; keman, piyano, flüt ve viyolonseldir. Ders programı ise oldukça ağırdır. 1931’de, öğrenim süresi altı yıla çıkarılmıştır.

1934 yılında kabul edilen 2541 sayılı yasayla, “Millî Musiki ve Temsil Akademisi” kurulması ve Musiki Muallim Mektebinin akademinin üç ana kuruluşundan biri olması düşünülmüştür. Ancak, 1936’ya kadar temsil kolu kurulamamıştır.

Ulusal kültürün içinde fonetik sanatların geliştirilmesi ve eğitim kurumlarının oluşturulması amacıyla, yabancı danışmanlardan yararlanılmasına ilişkin en önemli örnek, 1935’te Prof. Paul Hindemith’in, “bir musiki konservatuvarı teşkili ve Türkiye’de musiki kültürünün organizasyonu” hakkında rapor hazırlamak üzere görevlendirilmesi sayılabilir. Hindemith, Musiki Muallim Mektebi, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Ankara Radyosu, Cumhurbaşkanlığı Armoni Mızıkası ve İstanbul Belediye Konservatuvarıyla ilgili incelemeler yapar. Hindemith’in, 1936 tarihli, “Türk Musiki Hayatını Kurtarmak İçin Teklifler” başlıklı raporuna göre, konservatuvar üç bölümden oluşacaktır: 1) Bağımsız müzik okulu (Konservatuvar), 2) Öğretmen semineri (Musiki Muallim Mektebi), 3) Tiyatro okulu. Hindemith’in önerisine uyularak, Musiki Muallim Mektebinin öğrencileri sınavdan geçirilmiş ve durumlarına uygun olan kurumlara yerleştirilmişlerdir.

1937 yılında Gazi Orta Muallim Mektebi Müzik Şubesi açılmış ve Musiki Muallim Mektebinin öğretmen olarak yetiştirilecek olan öğrencileri bu kuruma aktarılmıştır. Gazi Orta Muallim Mektebi Müzik Şubesi, yüksek öğretim düzeyinde üç yıl eğitim veren bir okuldur. Daha sonra Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümü adını alan kurumda öğrenciler, genel kültür, sanat dersleri ve eğitim derslerini kapsayan bir programla yetiştirilmiştir. Müzik bölümü çıkışlılar, orta okul, lise ve dengi okullarda müzik öğretmeni olarak görevlendirilmiştir. Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümünü, 1969 yılında İstanbul’da, 1973’te İzmir’de açılan diğer müzik bölümleri izlemiştir.

1978 yılında eğitim enstitülerinin adları, Yüksek Öğretmen Okulu olarak değiştirilmiş ve öğretim süresi dört yıla çıkarılmıştır. 1982’de üniversite bünyesinde eğitim fakültelerine bağlı olarak yapılandırılan müzik bölümleri, 1998’de güzel sanatlar eğitimi bölümlerine bağlı anabilim dalına indirgenmiştir. Bu karar, Resimİş ve Müzik Bölümlerinin gelişmelerinde olumsuz bir uygulamadır. Günümüzde bu kurumların sayısı, yurt düzeyinde on sekize ulaşmıştır.

Cumhuriyet tarihimiz boyunca, ilköğretimde müzik dersleri, sınıf öğretmenlerinin yükümlülüğünde kalmıştır. Önceleri ilköğretmen okulları programlarında diğer sanat eğitimi dallarında olduğu gibi müzik eğitimine de yeterli sürelerle, etkili biçimde yer verilmiştir. 1974’te, öğretmen liselerine dönüştürülünceye kadar, ilköğretmen okullarında müzik dersleri, diğer sanat dersleri gibi en önemli dersler arasında yer almış ve yetkin öğretmen adaylarının yetiştirilmesi mümkün olmuştur. Sınıf öğretmenlerinin yükseköğretim düzeyinde yetiştirilmesi ve bu kurumların üniversite çatısı altına alınmasından sonra uygulanan programlarda, sanat eğitimi kapsamındaki diğer dersler gibi müzik dersleri de öğretmen adaylarına gerekli kültürü, sanatsal deneyimi ve öğretmenlik becerilerini kazandıracak nitelikten yoksun kalmıştır.

1940-1953 yılları arasında etkinlik gösteren Köy Enstitülerinde müzik derslerinin, çağdaş bir anlayışla programlandığını, etkili biçimde uygulandığını ve ders saatlerini aşan biçimde yaşama yayıldığını biliyoruz. Ayrıca, 1942’den 1947’ye kadar yükseköğretim düzeyinde eğitim vermiş olan Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsünün Güzel Sanatlar Kolunda da, müzik öğretmenleri yetiştirilmiştir.

Fonetik sanatlar eğitimine ilişkin olarak yaşanan önemli bir eğitsel deneyim, geçmişte oluşturulan Seminer uygulamasıdır. 1951’de İstanbul (Çapa) İlköğretmen Okulunda ve 1963’te Ankara İlköğretmen Okullarında “Müzik Semineri” açılmış ve ikisinde de 1974’e kadar ilköğretmen okulu programının yanı sıra ağırlıklı olarak müzik eğitimi içeren, gelişkin bir eğitim verilmiştir. Seminer, sanat eğitimcisi yetiştiren kurumlara olduğu gibi, sanatçı yetiştirme hedefli kurumlara da öğrenci kaynağı oluşturmuştur.





 
Bu site Kültür ve Turizm Bakanlığı Bilgi Sistemleri Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanmıştır.
Bu sayfa 1289 kez gösterilmiştir.