Sanatçı Yetiştirme Hedefli Kurumlarda Fonetik Sanatlar Eğitimi

FONETİK SANATLAR

Sanatçı Yetiştirme Hedefli Kurumlarda Fonetik Sanatlar Eğitimi

Cumhuriyet’in ilânından hemen sonra, ulusal müziğin yaratılması, öğretilmesi ve yaygınlaştırılması çalışmalarına başlanmıştır. İlk iş olarak 1916 yılında İstanbul’da, Maarif Nezareti tarafından kurulan Darülelhan ele alınmıştır. İstanbul vilayet makamına bağlanan Darülelhanda, 1923 yılında “Garp Musikisi Şubesi” açılmış ve 1927’de “Şark Musikisi Şubesi” kapatılmıştır. Ancak bu konuda araştırma yapılmasına izin verilmiş ve öğretimde yeni düzenlemeler yapılarak kurumun adı İstanbul Belediye Konservatuvarına çevrilmiştir.

Konservatuvar, uygulamalı ve kuramsal eğitim yapan orta dereceli bir meslek okulu olarak yapılandırılmıştır. Öğretim kadrosunu, yerli ve yabancı müzik uzmanları ve kuramcılar oluşturmuştur. Konservatuvarda batı müziğine yönelinmesi; eğitim sisteminin bütünüyle modernleştirilmesi, alaturka musikinin hayat merkezleri olan tekkelerin kapatılması, her alandaki yenileşme hareketleri ve doğrudan doğruya ulusal kültür politikasıyla ilgilidir.

1932 yılında İstanbul Belediye Konservatuvarında eğitimi iyileştirmek için Prof. Joseph Marx çağrılmış, ancak yabancı danışmanın hazırladığı rapor, hükümet politikalarıyla uyumlu olmadığı için uygulamaya konmamıştır. Görüşüne başvurulan bir diğer uzman, Macar asıllı keman virtüözü Lico Amar’dır. Amar’ın 1934 Kasım tarihli raporunda, eğitim kurumları ve dinleyicisiyle yoğun bir müzik kültürü ortamı oluşturulması üzerinde durulmuştur.

1935 yılında Bakanlık danışmanı olarak Türkiye’ye gelen Hindemith’in raporuna göre, asıl hazinemiz halk müziğidir. Halk müziği pek az ülkede görülebilecek ölçüde zengindir ve bestecilerin bu kaynaktan yararlanması gerekmektedir. İstanbul Belediye Konservatuvarında Türk müziği çalışmaları folklor alanına kaydırılmış, Türkiye’de ilk kez müzik alanında folklor derlemeleri yapılmıştır. 1936’da sahne sanatları ve halk müziği, 1940’ta ise klâsik türk müziği yeniden programa alınmıştır.

Konservatuvarda, şehir orkestrası ve şehir korosu çalışmaları yapılmış ve daha sonra, müzik bölümünün yanı sıra tiyatro ve bale bölümleri de açılmıştır. Belediye Konservatuvarı, 1986 yılında Yüksek Öğretim Kuruluna bağlanmış ve İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarına dönüştürülmüştür.

Türkiye’de güzel sanatlar eğitimine ilişkin en güçlü kurumlardan biri de Ankara Devlet Konservatuvarıdır. Ulusal müziği geliştirme, yayma ve sahne sanatlarının farklı türlerine yönelik eleman yetiştirme amacıyla, 1936 yılında Musiki Muallim Mektebine bağlı olarak Ankara Devlet Konservatuvarı kurulmuştur. 1940 yılında çıkarılan Devlet Konservatuvarı Yasasıyla, müzik ve temsil kolları ayrıştırılmıştır. Müzik kolu, kompozisyon ve orkestra yönetmenliği; piyano, org, arp; yaylı çalgılar; üflemeli ve vurma çalgılar; şan (opera, koro ve konser şarkıcılığı) dallarından oluşmuştur. Böylece Ankara Devlet Konservatuvarı, çağdaş bir anlayışla müzik sanatçısı eğitiminin başlangıcını oluşturmuştur.

Ankara Devlet Konservatuvarında, orta ve yükseköğrenim verilir. Her yıl, Devlet Operası ile Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasının gereksinim duyduğu elemanların yetiştirilmesi için yeter sayıda parasız yatılı öğrenci alınması plânlanır. 1941 yılında çıkarılan yönetmeliğe göre okulun süresi, ilkokuldan sonra biri hazırlık olmak üzere üç yıl ortaöğretim ve altı yıl yükseköğretim dönemleri şeklinde düzenlenir.

Ankara Devlet Konservatuvarında asıl çalışmaların yanında, ilk günden itibaren “Folklor Derleme Çalışmaları” ve “Folklor Arşivi” düzenlenmiştir. Halk müziği derlemeleri 1937 yılında başlatılmış, 1952’de Anadolu’ya bir derleme grubu gönderilerek atılım yapılmış, ancak daha sonraki yıllarda arşivleme çalışmaları ihmal edilmiştir.

Geleneksel Türk müziği alanında duyulan gereksinimi karşılamak amacıyla, 1975 yılında İstanbul’da Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı açılmıştır. Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı, 1982’de İstanbul Teknik Üniversitesine bağlanmıştır. Daha sonra, 1984 yılında İzmir Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı ve 1988 yılında da Gaziantep Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı öğretime başlamıştır. Günümüzde üniversite bünyesine alınmış olan devlet konservatuvarlarının sayısı on üçe, Türk Müziği Devlet Konservatuvarlarının sayısı ise üçe ulaşmıştır . Bunların dışında, 1980’li yıllardan başlayarak birçok ilimizde (Bursa, Samsun, Adapazarı, Sivas, Adana, Konya, Kayseri gibi) belediyelere bağlı Türk Müziği Konservatuvarları etkinlik göstermektedir. Ayrıca vakıf üniversitelerine bağlı konservatuvarlar ve kimi üniversitelerin güzel sanatlar fakültelerine bağlı müzik bölümleri de açılmıştır.

Sanatçı yetiştirme hedefli kurumlarda sanat eğitiminin ortaöğretim düzeyinde geliştirilmiş bir örneği olarak Anadolu Güzel Sanatlar Liselerini görüyoruz. Fonetik sanatlar alanında, sanatçı yetiştirme hedefli kurumlar arasında ortaöğretim düzeyinde Resim ve Müzik Bölümleriyle eğitim veren Anadolu Güzel Sanatlar Liselerinin kuruluşunda, eski “Seminer” yapılanmasına benzer biçimde, güzel sanatlar fakültelerine ve eğitim fakültelerinin sanat eğitimcisi yetiştiren programlarına öğrenci kaynağı oluşturulması düşünülmüştür.

Ancak, günümüzde toplam sayısı kırk üçü bulan Anadolu Güzel Sanatlar Liselerinin, sanat eğitimcisi yetiştiren yüksek öğretim kurumlarına nitelikli bir kaynak oluşturmasını engelleyen, eğitim sürecinde ve sonucunda istenilen düzeyin gerisinde kalınmasına yol açan kimi etkenler söz konusudur.

Cumhuriyet’in kuruluşuyla birlikte, sanatçı yetiştirme hedefli girişimlerin başlıcalarından biri de Millî Eğitim Bakanlığınca açılan sınavlarla sanat dallarında eğitim görmek üzere yurtdışına öğrenci gönderilmeye başlanmasıdır. Özel yetenekli çocukların yetiştirilmesi ve çağdaş anlamda uluslararası düzeyde başarılar kazandırılması için Atatürk’ün isteğiyle, 1925 yılında yurtdışında eğitim olanağı oluşturulmuştur. Bu uygulama, 1929 yılında yürürlüğe giren 1416 sayılı yasayla belirginlik kazanmış, 1943 yılında yürürlüğe giren 4489 sayılı yasayla biraz daha genişletilmiştir.

1948 yılında kabul edilen 5245 sayılı yasayla özel yetenekli çocukların yurtdışında eğitimi sağlanmıştır. 1956 yılında 6660 sayılı yasayla işlemin kapsamı genişletilmiştir. İdil Biret ve Suna Kan Paris’te eğitim almışlardır. Daha sonra, yasanın işleyişindeki sorunlar ve Devlet Konservatuvarında duyulan gereksinimle, 1976 yılında Bakanlar Kurulu tarafından üstün çocuklar için özel statüye ilişkin yönetmelik onaylanmıştır. Konservatuvarın yüksek bölümünü bitirerek Avrupa’ya gönderilenler; Oya Ünler, Burçin Büke, Şölen Dikener, Fazıl Say, Muhittin Dürrüoğlu, Yeşim Alkaya, Cihat Aşkın, Çağlayan Ünal, Ertan Torgul ve Özgür Belkıs’tır. Atatürk’ün başlattığı, özel yetenekli çocuklara ilişkin yurtdışı eğitimi olanaklarından yararlananlar arasından, uluslararası başarılar kazanan sanatçılar çıkmıştır.

Müzik eğitimiyle ilgili kurumlardan biri de, 1939 yılında “Musiki Gedikli Erbaş Hazırlama Ortaokulu” adıyla eğitime başlayan Askeri Mızıka Okuludur. Amacı, askeri bandoların eleman gereksinimini karşılamak olan kurumda, Güler Onan, Muammer Sun, Ünal Uğursal, Recep Kınay gibi müzik sanatçı ve kuramcıları yetişmiştir.





 
Bu site Kültür ve Turizm Bakanlığı Bilgi Sistemleri Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanmıştır.
Bu sayfa 2168 kez gösterilmiştir.