Sanatçı Yetiştirme Hedefli Kurumlarda Sahne Sanatları Eğitimi

SAHNE SANATLARI EĞİTİMİ

Sanatçı Yetiştirme Hedefli Kurumlarda Sahne Sanatları Eğitimi

Cumhuriyet döneminde tiyatro eğitimini düzenleme girişimlerinin ilki, 1931 yılında Dârülbedayî bünyesinde Tiyatro Meslek Okulu açılması ve Tiyatro Okulu Talimatnamesi’nin yayımlanması olarak görülebilir. Bu kurum, 1933 yılında Avusturyalı Joseph Marx’ın önerilerine göre modernleştirilmiştir. Kuşkusuz, sahne sanatları alanındaki en büyük atılım ise, temelleri 1934 tarihli Musiki ve Temsil Akademisi Yasasıyla oluşturulan Devlet Konservatuvarının kurulmasıdır.

Güzel sanatların tüm dallarında ilerlememiz için tüm çaba ve girişimleri destekleyen Atatürk, 1934’te Türkiye Büyük Millet Meclisini açış konuşmasında, Ankara’da bir konservatuvar ve temsil akademisi kurulmakta olduğunu duyurmuştur.

1936’da, Musiki Muallim Mektebine ilişkin olarak, Hindemith tarafından hazırlanan raporda, tiyatro okulunun ayrı bir kurum şeklinde yapılandırılması önerilmiştir. Hazırlıkları ilerleyen Konservatuvarın Temsil Bölümünün kuruluşuyla, Prof. Carl Ebert görevlendirilmiştir.

Ankara Devlet Konservatuvarı, 1936’da Musiki Muallim Mektebine bağlı olarak kurulmuş ve 24 Mayıs 1940 tarihinde Ankara Devlet Konservatuvarı Yasası çıkarılmıştır. Yasayla; opera, tiyatro ve bale şubelerinin oluşturulması öngörülmüştür.

C.Ebert’in 1937 yılında hazırladığı raporda önerilen dersler, büyük ölçüde uygulamaya konmuştur. Tiyatro bölümünün temel dersleri; fonetik tenefüs tekniği, retorik, pandomim, rol ve birlikte çalışma olarak belirlenmiştir. Programda yer alan diğer dersler; enstrüman çalma (piyano), ritmik jimnastik, bedeni artistik, spor (eskrim), dans, vokal, kulak eğitimi, edebiyat ve sanat tarihi, yabancı dil, kostüm ve makyajdır.

Tiyatro bölümüne, her yıl Devlet Tiyatrolarının gereksinim duyduğu oyuncu sayısı kadar parasız yatılı öğrenci alınması düşünülmüştür. 1941 tarihli yönetmeliğe göre konservatuvarda öğrenim süresi, tiyatro şubesinde beş yıl, opera şubesinde yedi yıldır.

Yasayla getirilen bir yenilik de, “Tatbikat Sahnesi”nin kurulması ve öğrencilerin bir yıl süreyle Tatbikat Sahnesinde ücretli olarak çalışmalarıdır. Konservatuvarın son sınıf öğrencileri için Tatbikat Sahnesinin kurulmasıyla, sistemli opera çalışmaları da başlamış ve hızla gelişmiştir. Ankara Devlet Konservatuvarı, ilk mezunların verildiği 1941 yılından başlayarak, Devlet Tiyatrolarına oyuncu yetiştirmiştir.

16 Haziran 1949 tarihinde Devlet Tiyatroları Kuruluş Yasası yürürlüğe girmiştir. Böylece tiyatro, opera ve bale sanatlarının yönetimi bir genel müdürlüğe bağlanmıştır. Yasanın yürürlüğe girmesiyle, Tatbikat Sahnesi çalışmalarının yerini, Devlet Opera ve Balesinin sergilediği oyunlar almıştır. 1958 yılında opera yönetiminin ayrılmasının ardından, 1970’te Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü Kuruluş Yasası yayımlanmıştır. Bu yapılanma içinde, pek çok ilde müdürlükler oluşturulmuş, opera ve balenin giderek daha geniş toplumsal kesimlere ulaştırılması sağlanmıştır.

 1964 yılında Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesine bağlı Tiyatro Kürsüsü ve 1970’de tiyatro kuramcıları yetiştirmesi beklenen Tiyatro Araştırmaları Enstitüsü, Ankara Üniversitesine bağlı olarak oluşturulmuştur. 1976’da Ege Üniversitesinde kurulan Tiyatro Bölümünde de eğitim başlatılmıştır. Üniversitelere bağlanan tiyatro eğitimi, kuramsal ve uygulamalı çalışmaları içeren program bütünlüğü içinde yürütülmektedir.

Günümüzde, Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı, Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi, Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı, Haliç Üniversitesi Konservatuvarı, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı, Mimar Sinan Üniversitesi İstanbul Devlet Konservatuvarı, Selçuk Üniversitesi Devlet Konservatuvarında tiyatro eğitimi verilmektedir. Bunun yanı sıra, Atatürk, Dokuz Eylül ve Yeditepe Üniversitelerinin Güzel Sanatlar Fakültelerinde de Tiyatro Programları bulunmaktadır.

 Opera ve balenin, akademik anlamda kurumsallaşması da Cumhuriyet döneminde gerçekleşmiştir. Bir yandan opera ve balenin uluslar üstü kimliği benimsenirken, bir yandan da ulusal bir ekol oluşturulması hedeflenmiştir.

Türkiye’de operanın kurulması ve opera eğitimi yapılması Atatürk’ün istekleri arasındadır. İlk Türk opera deneyimleri, Atatürk’ün beğenisini kazanmış ve opera eğitiminin oluşumunu hızlandırmıştır. Halkevlerinin kuruluş yıldönümünde; “Taşbebek” ve “Bay Önder” operalarını izleyen Atatürk, orkestranın İstanbul- Ankara karması olduğunu, koronun Musiki Muallim Mektebi öğrencilerinden oluştuğunu ve temsillerde görev alanların ise farklı kaynaklardan gelen amatörler olduğunu öğrenmiş ve bunun üzerine devlet konservatuvarının kurulmasını, opera ve tiyatro bölümlerinin en kısa zamanda çalışır duruma getirilmesini istemiştir.

Devlet operası çalışmaları, devlet konservatuvarıyla birlikte başlamış ve Tatbikat Sahnesinin kurulmasıyla ivme kazanmıştır. Opera eğitiminin düzenlenmesinde etkin olan kişi Carl Ebert’tir. 1937 yılında, Ebert tarafından hazırlanan raporda, opera programı da oluşturulmuştur. Buna göre, opera bölümünün dersleri, tiyatro bölümünün temel derslerine ek olarak; kulak eğitimi, partisyon öğrenimi ve partisyon analizidir. Yardımcı ders olarak, armoni bilgisi, müzik tarihi, enstrüman öğrenme (piyano) ve diyalog temrinleri yer almaktadır.

Operanın geliştirilmesi için, orkestra şefliğine Ernst Preatorius getirilmiş ve orkestrada otuz kadar ünlü Alman sanatçı görev almıştır. 1938-1942 yılları arasında orkestra, Avrupa’nın en iyi orkestraları düzeyine ulaşmıştır. Ankara’da temsiller, Tatbikat Sahnesi adıyla, Halkevinde verilmiştir. Ankara Devlet Konservatuvarı şan bölümü mezun verdikçe operanın kadrosu da oluşmuştur.

Konservatuvarın şan bölümüne; orta, lise ve yüksek devreleri olan bir yapı içinde, sınavla öğrenci kabul edilmiştir. Daha sonra İstanbul ve İzmir opera ve baleleri kurulmuş ve pek çok sanatçı yetiştirilmiştir. Günümüzde bir Türk opera repertuarı oluşmuştur. Anadolu, Çukurova, Dokuz Eylül, Hacettepe, İstanbul, Mimar Sinan Üniversitelerine bağlı Devlet Konservatuvarlarında opera eğitimi verilmektedir. Mersin, Mimar Sinan, Selçuk Üniversiteleri Devlet Konservatuvarlarında Şan Programları bulunmaktadır.

 Türkiye’de klâsik bale eğitimi, 1921 yılında Türkiye’ye yerleşen Madam Arzumanova tarafından başlatılmıştır. Arzumanova, 1939’da Ankara Devlet Tiyatro ve Operasında öğretmenlik yapmış ve ayrıca İstanbul’da Eminönü, Taksim, Şişli Halkevlerinde bale kursları vermiştir.

1937’de, Türkiye’de tiyatro ve opera eğitimi verilmesi konusunda rapor hazırlayan C. Ebert, opera bölümüne bağlı bale sınıflarının kurulması için 1937 ve 1938 yıllarında çalışma yapmıştır.

Resmî ve akademik özelliklere sahip ilk bale okulu, 6 Ocak 1948 tarihinde İstanbul’da açılmıştır. Türkiye’ye davet edilen, İngiltere Kraliyet Balesinin kurucusu Dame Ninette de Valois, Bale Okulunun kuruluşuna katkıda bulunmuştur. Bale Okulunun öğretim sistemi, İngiliz Kraliyet Okulu örnek alınarak düzenlenmişse de, yerel özellikler de programa yansıtılmıştır.

1950’de Ankara’ya taşınan Bale Okulu, Devlet Konservatuvarının bir bölümü olarak çalışmaya başlamıştır. Aynı yıl, Ankara Devlet Konservatuvarı Bale Bölümünün ilk gösterisi, dönemin cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın huzurlarında yapılmıştır. Açılışından altı yıl sonra, Bale Bölümü ilk mezunlarını vermiştir. Kayıtlara göre, 1956’da yedi, 1957’de üç, 1958’de on beş dansçı adayı Konservatuvardaki eğitimini başarıyla tamamlamıştır.

Ankara Devlet Konservatuvarı Bale Bölümünün ilk mezunları arasında; Gülay Gürelli Aruoba, Hüsnü Sunal, Gülen Almışlar Tekebaş, Ferit Akın, Ayla Dayıgil, Yüksel Çapanoğlu yer almaktadır.

1972 yılında kurulan İstanbul Devlet Konservatuvarında bale eğitimi, İngiliz ekolüyle yetişmiş öğreticiler tarafından verilmiştir. 1974’ten sonraki yıllarda, konservatuvar ve operalarda Sovyet bale eğitmenleri yer almıştır. Bu arada Türk koreografların eserleri de sahnelenmiş ve folklordan yararlanılarak geliştirilmiş eserler oluşturulmuştur. Türkiye’de bugüne kadar, Avrupa sahnelerinde dans etmekte olan yetkin pek çok dansçı yetiştirilmiştir. Selçuk Sayıner, Oğuz Özlem, Tanju Tüzen, Meriç Sümen, Yener Durukan, Özkan Aslan, Ceyhun Özsoy, Mehmet Balkan, Uğur Seyrek, Tunç Sökmen, Canan Kadam, Tan Sağtürk, Ayşem Sunal, Zeynep Sunal Odabaşı Avrupa sahnelerinde dans edenlerdendir.

Günümüzde Dokuz Eylül, Hacettepe, İstanbul, Mimar Sinan Üniversiteleri Devlet Konservatuvarlarında bale eğitimi verilen programlar bulunmaktadır.

Sahne sanatları eğitimindeki gelişim, görüntü sanatlarının gelişimini de etkilemiştir. Önceleri dekor, kostüm, aksesuar gibi plastik ürünlerle ilgili çalışmaları güzel sanatlar fakülteleri ve eğitim enstitüleri resim-iş bölümü çıkışlılar yürütmüş ve ilk olarak 1957’de İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Dekoratif Sanatlar Bölümünde eğitim başlatılmıştır. Günümüzde Dokuz Eylül, Mersin ve Mimar Sinan Üniversitelerinin Güzel Sanatlar Fakültelerinde Sahne Dekorları ve Kostüm Programları bulunmaktadır.





 
Bu site Kültür ve Turizm Bakanlığı Bilgi Sistemleri Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanmıştır.
Bu sayfa 3013 kez gösterilmiştir.