Uygarlığın Doğduğu Şehir: Şanlıurfa Soğmatar Harabeleri Şuayb Şehri'nden kuzeye doğru devam eden şose yol 16 km. sonra tarihi Soğmatar kenti harabelerine ulaşmaktadır. Bu tarihi kent, merkez Yardımcı (Sumatar) nahiyesine bağlı Yağmurlu Köyü içerisinde yer almaktadır. Sumatar ile Soğmatar'ın birbirine karıştırılmaması gerekmektedir. Sumatar, Şanlıurfa ile Harran arasındaki bir nahiyenin adı, Soğmatar ise bu nahiyeye bağlı antik bir yerleşme yeridir.
Soğmatar kelimesi, Arapça yağmur anlamında ki “Matar” sözcüğünden gelmektedir. Tektek Dağları'nın kışın bol yağmur alan bu bölgesinde bulunan çok sayıdaki sarnıç ve kuyuda biriktirilen sular, dağlarda otlatılan koyun ve keçi sürülerinin yaz aylarındaki su ihtiyacını karşılamaktaydı. Bu özelliğinden dolayı köy günümüzde de “Yağmurlu” adıyla anılmaktadır.
Hz. Musa'nın burada çiftçilik yaptığına ve köy içerisindeki kuyulardan birinin Hz. Musa'nın mûcizevi asası tarafından açıldığına inanılmaktadır.
Köyün ortasında yer alan höyük, Soğmatar'ın milattan önceki çağlara uzanan tarihini gün ışığına çıkartacak belgeleri içerisinde barındırmaktadır. Tepedeki duvar ve burç kalıntıları höyüğün M.S. II. yüzyılda kale olarak kullanıldığını kanıtlamaktadır.
Soğmatar, birçok tarih araştırmacısının ilgisini çekmiştir. 1882'de Sachau, yüzyılımızın başında Fransa'nın Bağdat Konsolosu H. Pofnon, burayı ziyaret ederek Süryânice kitabeleri okumuşlardır.
1971 yılında burada incelemelerde bulunan H.J.W. Drijvers ve J.B.Segal, Soğmatar'a giren yolun sağındaki tepede bulunan Arâmice yazıları M.Ö. IV. yüzyıla tarihleyerek o çağda bu tarihi şehrin Edessa (Urfa) ile Harran'a yakın Tektek Dağları arasında önemli bir merkez olduğunu söylemektedir.
Soğmatar tarihteki esas ününü; ay, güneş ve gezegenlerin kutsal sayıldığı Assur ve Babillilerin politeist inancından gelen Pagan (putperest) dinin ve bu dinin baştanrısı (tanrıların efendisi) “Mar alahe” (Marelahe)nin merkezi olmasından almaktadır. Mare lahe'yi temsil eden açık hava mabedi, Soğmatar'daki kalıntıların odak noktasını teşkil etmektedir. Kalenin güneyindeki “Kutsal Tepe-Merkez Tepe” olarak adlandırılan bu açık hava mabedinde; kaya zeminine oyulmuş Süryânice yazılar ile zirvenin kuzey yamacında, kayalara oyulmuş tanrı rölyefleri günümüze ulaşmıştır. Tepenin batısında dağınık bir biçimde duran mimari parçaların buradaki tapınağa ait olduğu sanılmaktadır.
Kutsal Tepe'nin zirvesinde kaya yüzeyine oyulmuş Süryânice yazılar, bazı önemli kişilerin Marelahe adına bu tepeye diktirdikleri anıt sütunlar ve sunaklar ile ilgilidir. Bu yazılardan tepenin batısında olanında: “Ben Arap Valisi Adona oğlu Tridates. 476 yılının Şubat ayında, efendim kral ve oğullarının hayatı için, babam Adonna'nın hayatı için kendi hayatım, kardeşlerimin ve çocuklarımın hayatları için Marelahe'ye bu sunağı yaptım ve bir sütun diktim” yazılıdır.
Tepenin doğusunda yer alan aynı tarihli diğer bir yazıda: “476 yılının Şubatında, bu ay içinde, ben Adona oğlu Maniş ve Ma'na ve Alkur ve Balbana ve kardeşi Alkur. Biz bu kutsal tepe üzerine bu sunağı kurduk ve korunan biri için bir taht diktik. O, vali Tridates'ten sonra vali olacaktır ve o tahtı korunan kişiye verecektir. O'nun mükafatı Marelahe'dendir. Fakat eğer o, tahtı vermezse ve sütunu tahrip ederse, o tanrı yargılayacaktır” yazılıdır.
Yazılarda geçen 476 tarihi Seleukos takvimine göredir ve bu tarih M.S. 164-165'lere tekabül etmektedir.
Kutsal Tepe'nin kuzey yamacının zirveye yakın kısmında, kayaya oyulmuş insan şeklinde iki adet tanrı kabartması bulunmaktadır. Bunlardan sağ tarafta olanı 1.10 m. boyunda bir erkek figürüdür. Dizlerine kadar inen bir elbise giymiş, ayakta durur vaziyetteki bu figürün başının arkasında güneşi sembolize eden istiridye biçiminde bir şekil bulunmaktadır. Bu kabartmanın sağındaki Süryânice kitabede “Tanrı bu heykeli Ma'na için 476 yılının Mart ayının 13'ünde emretti” yazılıdır. Başının arkasındaki güneş şekline dayanarak bu heykelin Güneş Tanrısı Şamaş'ı temsil ettiği tahmin edilmektedir.
Bu kabartmanın sol tarafındaki yuvarlak kemerli kayadan oyma sütunçeli niş içerisinde kabartma bir büst yer almakta, bu büstün sağında bir, solunda ise iki Süryânice kitabe bulunmaktadır. Soldaki kitabede: “Şila oğlu Şila, bu heykeli Adona oğlu Tridates'in hayatı için ve kardeşlerinin hayatı için Tanrı Sin'in şerefine yaptı” yazılıdır. Sağdaki iki kitabeden birinde: “Kuza oğlu Zekkay ve çocukları Tanrının önünde hatırlansın”, yukarıdan aşağıya doğru daha küçük harflerle yazılan diğerinde ise “Ben Tanrı, onu görüyorum. Onu görüyorum ve ona bakıyorum. Ben Tanrı Sin” yazılıdır. Bütün bu yazılardan kabartmanın Ay Tanrısı Sin'i tasvir ettiği anlaşılmaktadır.
Soğmatarlı Paganların Harranlı Paganlar (Harrânîler) gibi İslâmi dönemde, güney Mezopotamya'daki monoteist Sabiilerin dinlerini benimseyip benimsemedikleri bilinmemektedir.
J.B.Segal, Soğmatar'ın odak noktası konumunda olan açık hava mabedi “Kutsal Tepe”nin batısında ve kuzey batısındaki tepelerde yer alan 7 adet yapının Güneş, Ay, Satürn, Jüpiter, Mars, Venüs ve Merkür tanrılarını temsil eden tapınaklar olduğunu söylemektedir. Kutsal Tepe'ye çıkan Soğmatar Sabiileri, bu tapınaklara yönelerek ibadet ederler ve kurban keserlerdi. Harran Sabiileri de Ay Tanrısı Sin mabedindeki ibâdetleri sırasında, Baştanrı Marelahe'nin mabedinin bulunduğu Soğmatar'daki Kutsal Tepe'ye yönelirlerdi. H.J.W. Drijvers başka olmak üzere bazı araştırmacılar, kare ya da silindir gövdeli bir plana sahip, bu yapıların altındaki kayaya oyulmuş arkosoliumlu odalara dayanarak bunların “Anıt Mezar” olduğunu ileri sürmektedir.
Soğmatar'da Kutsal Tepe'ye Yönelen Tapınaklar:
1. Satürn Tapınağı: Kutsal Tepe'nin yaklaşık 800 m. batısındadır. Kesme taşlardan inşa edilmiş silindirik bir yapı olup, sadece temele yakın duvarlar ayaktadır. Bu yapının altında kayadan oyulmuş iki bölümlü bir mezar odası bulunmakta ve bu odalarda ikişer arkosolium yer almaktadır. Odaların kapısı Kutsal Tepe'ye bakmaktadır.
2. Şamaş (Güneş) Tapınağı: Satürn Tapınağı ile Kutsal Tepe arasında, Kutsal Tepe'ye 400 m. mesafedeki bir tepeceğin (tümsek) üzerinde kare şeklinde bir yapıdır. İç tarafı küçük bir avlu şeklinde olup, güney, batı ve kuzey taraflarında birer arkosolium vardır. Avlunun girişi doğuya, (Kutsal Tepe'ye) bakmaktadır. Giriş kısmı taşlarla kapandığından içeriye girmek mümkün değildir.
3. Jüpiter tapınağı: Kutsal Tepe'nin yaklaşık 700 m. batısındaki bir tepeceğin üzerindedir. Tamamen yıkılmış olmasına rağmen mevcut izlerden silindirik bir yapı olduğu anlaşılmaktadır. Alttaki kayadan oyma odanın girişi kapalı olup, kutsal Tepe'ye bakmaktadır.
4. Sin (Ay) Tapınağı: Kutsal Tepe'nin yaklaşık 800 m. kuzey batısındadır. Mimari izlerden silindirik bir yapı olduğu anlaşılmaktadır. Alttaki kayadan oyma odanın girişi kapalı olup, Kutsal Tepe'ye bakmaktadır.
5. Venüs Tapınağı: Kutsal Tepe'nin yalaşık 500-600 m. kuzeybatısındadır. Üç sıra taştan yapılmış kare bir temel üzerine oturan silindirik bir yapıdır. Kısmen yıkılmış olup, doğu ve güney taraflarında 6 sıra taş dizili duvarları ayaktadır. Buradaki yer altı odası diğer tapınaklara göre çok bölümlü olup, kapısı yine Kutsal Tepe'ye bakmaktadır.
6. Merkür Tapınağı: Kutsal Tepe'nin 800 m. kadar kuzey-kuzeybatı yönündedir. Burada dikdörtgen tabanlı bir yapının izleri görülmektedir. Tapınağın altındaki mağara odanın Kutsal Tepe'ye bakan girişi taşlarla kapatılmıştır.
7. Mars Tapınağı: Kutsal Tepe'nin 800 m. Kuzeyindeki dağın üzerindedir. Sadece üç duvarı ayakta olan bu tapınağın altında yer alması gereken mağara görülmektedir. Ancak Kutsal Tepe yönünde görülen taş yığının mağara odanın giriş kapısını kapatmış olabileceği tahmin edilmektedir.
Bu tapınağın güneyinde ve biraz aşağısında bir zamanlar dikdörtgen bir alanı çevrelediği anlaşılan yüksek bir duvarın kalıntıları vardır. Bu alanın kuzeyindeki küçük mağaraların birinde Süryânice bir yazıt bulunmaktadır.
|