Yakup Burda'na ya da Zanzalos (Viranşehirli Yakup)

Uygarlığın Doğduğu Şehir: Şanlıurfa

İlkçağdan Günümüze Urfa'da Sanat ve Edebiyat

Roma ve Bizans Dönemi (116-639)

Yakup Burda'na ya da Zanzalos (Viranşehirli Yakup)

Bizans’ın 536 yılından başlayarak giriştiği kıyımcılar sonucu 543 yılına gelindiğinde Doğu Hıristiyanları din adamları bulmakta zorluk çekiyorlardı. Bunu fark eden Haris adındaki bir Gassani kralı, soruna çözüm bulmak için çalışmalara başlamış ve uzun zamandır çevrede ünü sayılan Yakup ile ilişkiye girmiştir. 543 yılında İstanbul’a giden Yakup, son derece kıvrak zekâsı ve ikna edici konuşmasıyla dikkatleri çekmiş. Yunanca ve Süryâniceyi mükemmel konuşmasıyla imparatoriçeyi büyülemiştir. Böylece kısa zamanda adının duyulmasını sağlamıştır. İstanbul’dan ayrılışından sonra birçok şehir ve ülkeyi dolaşan Yakup, Mısır’a kadar gitmiş, ömrü Süryâniliğin yeniden canlanması için seyahatlerle geçmiştir. Maceralı bir hayatı olan Yakup, seyahat etmekten ve kiliseler arasında yapılan fikir kavgalarından zaman bulamadığı için eser verememiştir. Yalnızca kendisinden kaldığı rivayet edilen bir Lütirciya (ayin kitabı) ile bazı mektuplar vardır.

Urfa’dan Yakup gibi çok renkli ve çok kültürlü bir şahsiyetin çıkması buraların kültürel zenginliğinin bir göstergesidir.

Burda’na ya da Zanzalos lakaplarıyla tanınan Yakup, yaklaşık 500 yılı civarında Viranşehir’in kuzeyinde bulunan Gamaya köyünde doğmuştur. Babası Theofilos adında bir Süryâni papazıdır. Henüz 3 yaşında okula verilen Yakup, çok kısa zamanda kitabi Süryânice ve Yunanca’yı öğrenmiştir. Özellikle ilâhiyat konusunda köklü bir eğitim alan Yakup, yaşını doldurunca Ruhban mesleğine girmiştir. Daha sonra Fisilta Manastırı’na götürülerek, buraya adak olarak verilmiş; önce Şammas (diyakoz), sonra papaz (rahip sınıfından) olarak takdis edilmiştir. Bu safhadan sonra dağınık olarak yaşayan Monofizit Süryâni cemaatlerini ziyarete başlamış ve bu ziyaretler sonucu adını Haris b. Cebele ile İmparatoriçe Theodora’ya duyurmuştur.

Tarih içersinde Burda’na lakabıyla ünlenen Yakup’a bu lakap düşmanları olan Kadıköy Konsülü taraftarlarınca hakaret kastıyla verilmiştir. Burda’na, Süryânice Bardato (semer) kelimesinden türetilmiştir. Gösterişe, süse ve dünya malına düşkün olmayan Yakup, bu yüzden giyimine önem vermezdi. Bu ismi almasında giyim tarzının etkili olduğu da gözden kaçırılmamalıdır. Zira hem gösterişe önem vermemesi hem de dikkat çekmemek için eski elbiseler giymesi, hatta yırtılan yerlere üst üste yamalar vurması, üzerindeki elbisesinin semer gibi kalın olmasını sağlamıştır. İşte bu yüzden Kadıköy taraftarları kendisine hakaret kastıyla semerli, yani eşek lakabını takmışlardır. Tibeloyo (Evrensel Metropolit) takdis edildikten sonra 35 yıllık akıl almaz enerjisiyle gece gündüz demeden diyar diyar dolaşması, yok edilmiş olan Süryâni Kilisesi’ni diriltmesi, düşmanlarının şimşeklerinin üzerine çekilmesinde etkili olmuştur. Patrik seçimi konusunda durum değerlendirmesi ve İskenderiyelilerin kendisine cephe almamaları için İskenderiye’ye gitmiş ve üçüncü günü 30 Temmuz 578’de vefat etmiştir.

Süryâni Kilisesi’nin ikinci kurucusu olarak bilinen Yakup’un hayatı, Süryâniler arasında efsanevi hadiselerle anlatılır. Hayatı boyuncu 2 patrik, 27 metropolit (bir rivayete göre 87) ve 100 bin papaz, diyakoz, okuyucu vb. kişiyi takdis ettiği rivayet edilir.

Ayrıca Yakup’un Doğu Hıristiyan aleminde oynadığı rol, ona haklı olarak büyük bir şöhret kazandırmıştır. Bu yüzden Yakup’un hayatı ve faaliyetleri hakkındaki tarihi ayrıntıların çoğu, çeşitli yazarlar tarafından tespit edilmiş ve eserler halinde ortaya konulmuşsa da, bütün bu yazılanlar ve kaynaklar uyduruk ve masalımsı detaylarla doludur.





 
Bu site Kültür ve Turizm Bakanlığı Bilgi Sistemleri Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanmıştır.
Bu sayfa 946 kez gösterilmiştir.