Uygarlığın Doğduğu Şehir: Şanlıurfa Sanat ve Edebiyat Edessa Mozaikleri Urfa, M.Ö. 304 yılında Seleukoslar tarafından Yunan
şehir sistemine göre eski bir yerleşimin kalıntıları üzerine yeniden kurulmuştur
ve Edessa adı verilmiştir. M.Ö. 132 yılında bölgede egemen olan Süryâniler, Urfa’da Edessa Krallığı’nı
kurarak bölgemizin hâkimi olmuşlardır. 376 yıl süren bu yerel krallık, Urfa
tarihi açısından büyük bir öneme sahiptir. Çok aktif bir tarih, sanat ve kültür
birikimine sahip bu dönem insanının bırakmış olduğu kültür ve medeniyet
kalıntıları hakkında günümüze kadar bilimsel çalışmalar yapılagelmiştir. Bu
döneme ait kültür kalıntılarından en önemlisi çok renkli ve yerel bir üslûpla
yapılan mozaiklerdir. Urfa’da şimdiye kadar belki 30’dan fazla mozaik
keşfedilmiş, ancak bunun az bir kısmı kayıtlara geçebilmiştir. Bunlardan bir
kısmı bazı meraklı kişilerin kolleksiyonlarını süslerken birkaç tanesi de Urfa
ve İstanbul’daki müzelerde muhafaza edilmektedir. Maalesef bu çok kıymetli
eserler, yeterince korunamadığından ya gecekondular altında kalmış ya da tahrip
edilerek günümüze ulaşmamıştır. Bu mozaiklerin çoğu bugün Yakubiye Mahallesi denilen tepelik alanda
bulunmuştur. Bu tepe o dönemlerde “Şelama oğlu Abgar Mezarlığı” idi. Edessa
Krallığı (M.Ö. 132-M.S. 244) ve Roma döneminde, bu mezarlığa zengin ve soylu
ailelerden ölenler gömülüyor ve genellikle mezar odasının tabanına ölenleri ve
yakınlarını gösterir çok renkli ve muhteşem mozaikler yapılıyordu. Bu
mozaiklerde bazen krallar da sadece portreleriyle (Örneğin Abgar Mozaiği)
anılıyordu. Bu dönemde Urfa’da birçok mozaik sanatçısının bulunduğu tahmin
edilmektedir. Edessa mozaiklerinden kayıtlara geçen ve bizim bulduklarımızla toplam 12
mozaiğin incelendiği bu yazımızda, mozaiklerin genel görünümleri, şahısların
Klasik Süryânice (Estrangela) harflerle yazılı isimleri ve varsa tarihleri
verilmiştir. Mozaiklerde tarih olarak verilen rakamlar Seleukos (Yunan)
takvimine göredir. Süryâniler, bu takvimi o yıllardan günümüze kadar
kullanmışlardır. Bu takvimin miladi takvime göre 311 yıl fazlalığı vardır.
Mozaiklerde tarih olarak verilen rakamdan 311 yıl çıkarmak suretiyle miladi
karşılığı bulunur. İncelediğimiz 12 mozaikten sadece 5’inde tarih verilmiştir.
Diğerlerinde ise mozaiğin yapı stili, süsleme tekniği ve yazıların tahliline
göre tahmini bir tarihleme yapılmıştır. Edessa’da yapılan mozaikler teknik ve üslûp olarak İran kökenli Parth
sanatını yansıtır. Çerçeve motifleri ise Klasik Yunan-Roma repertuarından
alınmıştır. Süryânice sağdan sola doğru yazıldığı için biz de mozaiklerdeki yazıları
sağdan sola doğru tercüme ettik. Mozaik yazıtlarının tercümesinde köşeli
parantez içinde verilen kısımlar tarafımızdan eklenmiştir. Süryaniler, ölümden
sonraki hayatın varlığına inandıkları için yazıtlarda mezar yerine “Ebediyyet
evi” deyimini kullanmışlardır. I- Abgar Mozaiği 1979 yılında Şehitlik Mahallesi’ndeki Çamlık Tepesi’nde bulunan bu mozaik,
1981 yılında Drijvers tarafından yayınlanmıştır. Mozaikdeki bayan figürü
çalınmış olmakla birlikte mozaiğin tümü bugün yerin altında kalmıştır. Zemini mozaik kaplı mezar odasının zemin ve mozaik ölçüleri 234x278 cm’dir.
Mozaik, iki çerçevede beş kişiyi gösterir. I- 1) Akrab oğlu Aşadu.
2) Ma’nu oğlu Abgar.
3) Aşadu oğlu Barsemyo. II- 1) Barsemyo’nun annesi ‘Azil.
2) Ben Aşadu oğlu Barsemyo, bu ebediyyet evini benim için, çocuklarım için ve
kardeşim için, efendim ve velinimetim Abgar’ın hayatı için yaptım.
3) Aşadu oğlu Hannan. Mezarın kurucusu Aşadu oğlu Barsemyo’dur. Barsemyo’nun babası Akrab oğlu
Aşadu’dur. Aşadu’nun karısı, Barsemyo’nun annesi olup ‘Azil’dir. ‘Azil,
Urfa’daki birçok mozaik ve heykelde görülen Edessa kadınlarına özgü baş süsü
(köfü) taşımaktadır. Aşadu oğlu Hannan, Barsemyo’nun kardeşidir. Barsemyo, bu mezarı kendisi ve
çocukları için olduğu gibi, onun için de tayin etmiştir. Barsemyo kelimesinin Türkçesi “Köroğlu”dur. Aşadu adı “Arslan” manasındadır
ve Arap şahıs adlarının en tanınmışlarından birisidir. Aşadu, Akrab’ın oğlu idi;
bunun adı da genel Sami dilinde “Akrep”dir. Abgar adı “Büyük karınlı” ya da “şişman” anlamındadır. Diğer Nebâti ve
Palmira yazıtlarında da bu isim bulunur. Edessa’daki diğer kral adları da Arabi
bir tanrı adı olan Ma’nu idi. Bu mozaikteki yazılarda tarih verilmemiştir. II. yüzyılın sonları, III.
yüzyılın ilk yarısına ait Edessa mozaikleri ile üslup yönünden benzerlik
göstermesi, ayrıca Severus dönemi Antakya mozaiklerinde görülen çerçeve
dekorasyonunun yer almasına dayanarak, bu mozaiği II. yüzyılın sonları ile III.
yüzyıl başlarına tarihlemek mümkündür. Ma’nu oğlu Abgar’ın Barsemyo tarafından “Efendim ve velinimetim” diye
adlandırılmış olması, onun gerçekten emir gibi birisi olduğunu gösterir. Çünkü
bu ünvan, hemen hemen Suriye-Mezopotamya sahralarında ve civarlarındaki
emirlerin sadece kendilerine özgü birer hakları idi. Abgar’ın temsili tasviri de
onun hükümdârâne bir vaziyette olduğunu gösterir. Soğmatar şehri halkından Edessa kralına (Arap hükümdarına) bağlı olanlar,
krallarına “Efendi ve velinimet” ünvanı veriyorlardı. Arap hükümdârları Edessa
hânedânına aitti ve VIII. Büyük Abgar M.S. 177’de Edessa’da iktidâr mevkiine
geçmeden önce Arap hükümdârı idi. Bu delilleri sıralayan Drijvers’a göre, gerçeğe yakın olmakla birlikte bu
mozaikte VIII. Büyük Abgar (177-212) tasvir edilmiştir. Barsemyo tarafından
kendisi, çocukları ve kardeşler için yaptırdığı bu mezarda, Kral Abgar gömülü
olmayıp, saygıdan dolayı sadece ismen anılmıştır. Bu nezaket, o dönemde
toplumsal ve özel bir bağlılığı temsil ediyordu. Drijvers’ın görüşüne karşılık J.B.Segal’e göre, mozaikde tasvir edilen şahıs
Kral X. Abgar Ferhad (239-241)’dır. A.Cihat Kürkçüoğlu’na göre ise, bu kral Hz.
İsa ile mektuplaştığına inanılan V. Abgar Ukkama (M.S. 13-50) olmalıdır. II- Aftuha Mozaiği 1901 yılında Samsat Kapısı civarında bulunmuştur. Şimdi İstanbul Arkeoloji
Müzesi’ndedir. Tarihsiz olup muhtemelen III. yüzyılın başlarına aittir. Mozaik
üç çerçeveden oluşmuştur. Yukarıdan aşağıya doğru başlayıp sağdan sola doğru
yazıları şöyle tercüme edilmiştir. I- 1) Germo oğlu Aftuha.
2) Sumo. II- 1) Germo.
2) Aso. III- 1) Bartalaha.
2) Ben Germo oğlu Aftuha. Bu ebediyyet evini kendim için ve çocuklarım için ve
varislerime her zaman için yaptım. 3) Şalmet III-Aile Portresi veya Mukimu Mozaiği 1952 yılında J.B.Segal tarafından bulunmuştur. Bugün kayıptır. Tarihsiz olup,
muhtemelen III. yüzyılın başlarına aittir. 1) Mukimu eşi Ga’u.
2) Ma’nu kızı Şalmet.
3) Abednahay oğlu Mukimu.
4) Mukimu oğlu Az....
5) Mukimu oğlu ‘Abedşemeş.
6) Mukimu oğlu Ma’nu.
7) Mukimu kızı Amatnahay. IV-V- Barba’şamin Oğlu Barma’na ve Gerno Oğlu Ma’na Mozaikleri Bu çifte mozaik 1998 yılı sonlarında, Yakubiye Mahallesi’nde bir evde
tarafımızdan keşfedilmiştir. Edessa mozaik sanatının nadide ve kendine özgü
stilini yansıtan bu mozaikler maalesef bugün kayıptır. Mozaiklerin bulunduğu içiçe iki mezar odasından ilkine iki basamaklı bir
merdivenle inilmektedir. Kayaya oyulmuş mezar odasının iki arkosolu ve tavanı
tahrip edilmiş ve yerine beton bir tavan ve briket duvarlar yapılmıştır. a) Barba’şamın Oğlu Barma’na Mozaiği Birinci mezar odasındaki mozaik kare biçiminde olup, figürlerin yeraldığı
çerçeve 1.30x1.30 metre ölçülerindedir. Mozaik tek çerçevede beş kişiyi gösterir. Figürlü çerçevenin kenarlarını
sırayla dalga dizisi motifi ve ikili saç örgüsü motifi süslemiştir. Bunun kenarı
da 10 cm’lik fon renginde bir aralık bırakılarak 8 cm’lik siyah bir bant-kuşakla
çerçevelenmiştir. Bu genel çerçevenin üst kısmında, bej zemin üzerine 15 cm
boyutlarında siyah taşlarla yapılmış ve pek iyi seçilemeyen iki adet rozete
benzer bezeme görünür. Bunun da üst kısmında, pembe zemin üzerine 2 cm’lik siyah
renkte kısa kenarları içbükey dikdörtgen bir çerçeve içinde 20 cm aralıklarla 4
adet flu bir bezeme daha yer alır. Bezemeli bölümün üst kısmı, ikinci mezar
odasına geçişi sağlayan ve sonradan taş bir duvarla daraltıldığı anlaşılan
girişin altında bulunduğundan, bu bezemelerin ne olduğunu tahmin etmek oldukça
zorlaşmıştır. Mozaikte tasvir edilen şahısların isimleri, ilgili şahısların solunda ve
yukarıdan aşağıya doğru yazılmıştır. Figürlü çerçevenin belki yarısına yakın
kısmı maalesef ev sahibi tarafından tahrip edilmiştir. 1) Sama’nın kızı.
2) Ma’nu oğlu Barkelbo.
3) Barba’şamin oğlu Barma’na.
4) ‘Ama’nın kızı.
) Gerno. Sama’nın kızı, Man’nu oğlu Barkelbo’nun arkasında tasvir edilmiştir.
Mozaikteki tahribat bu figürün de yarısını silmiştir. Sama’nın kızı, koyu gri
renkte bir elbise içinde tasvir edilmiştir. Omuz, göğüs ve boyun kısmını çıplak
bırakan elbisesinin gölge ve kıvrımları siyah renktedir. ‘Ama’nın kızı’nda
bulunan ehram, burada da verilmiştir. Ehramın rengi sarı olup, kıvrım ve
kenarları açık kahverengidir. Sama’nın kızı, başında bir Köfü taşır. Bu başlığın
üzerinden aşağıya doğru bıraktığı bir yaşmak görünür. Saç rengi koyu kestane
(belki kınalı) renginde verilmiştir. Mozaikteki ikinci şahıs Ma’nu oğlu Barkelbo’dur. Barkelbo “Köpekoğlu”
anlamındadır ve Tanrıların Köpeği Nergal ile ilgilidir. Barkelbo’nun yüzü oval
ve siyah sakallıdır. Üzerinde tek parçadan oluşan koyu gri renkteki elbisesi ile
mitarya benzer sade bir başlık taşır. Elbisesinin gölge ve kıvrımları siyahtır.
Barkelbo’nun sağ eli göğsüne doğru, sol eli ise hafifçe kalkık bir durumda
aşağıya doğru bırakılmıştır. Karın kısmından aşağısı maalesef tahrip edilmiştir.
Barba’şamin oğlu Barma’na ismindeki Barba’şamin, Barba’alşamin isminden
gelmektedir ve Tanrı Ba’al ile ilgilidir. Barma’na ismine gelince; bu da eski
bir Arap tanrısı olan Ma’nu isminin değişik bir versiyonudur, ama genellikle
Ma’nu olarak kullanılmıştır. Barma’na, turuncu bir gömlek giymiş olup,
elbisesinin kıvrım ve gölgeleri kırmızıdır. Başında gömleğiyle aynı renkte mitra
gibi bir başlık taşır ve siyah sakallı olarak tasvir edilmiştir. Sağ omuzunda
düğümlenmiş bir elbise bağcığı görülür. Barma’na, pantolon olarak şalvara benzer
bir şey giyinmiştir. ‘Ama’nın kızı olarak adlandırılan bayan figürü, pembe bir elbise ile tasvir
edilmiştir. Başında bulunan başlığa bağlı sarı renkte, vücudunun arka kısmından
inen bir yaşmak ve sol omuzundan göğsünün alt kısmına inen sarı bir ehram taşır.
Figürün orta kısmı tahrip edildiğinden kolları görünmez. Başındaki başlık, konik
biçimdedir. Bu başlığa bölgemizde “Köfü” ismi verilir ve biraz değişiği halen
bazı yaşlı-köylü bayanlarca giyilir. Saçları koyu kestane renginde (belki
kınalı), örgülü ve omuzlarının üzerine dökülmüştür. Mozaiğin sol baştaki figürü olan Gerno, ‘Ama’nın kızı’nın solunda ve omuzunun
arkasında sadece baş ve omuz olarak tasvir edilmiştir. İsmi başının üzerinde,
sağdan sola doğru yazılmıştır. Henüz çocuk olduğu anlaşılan Gerno’nun elbisesi
yuvarlak yakalı ve koyu gri renktedir. Yüzü yuvarlağımsı olup saçları kahverengi
ve kısadır. Mozaikte tasvir edilen şahısların dikkati çeken kol pozisyonları belki özel
bir durumu yansıtıyor olabilir. Ayrıca bu şahısların sırayla bu mezara
gömüldüklerini de tahmin edebiliriz. Birinci mezar odasının hemen güneyinde, daha önce arkosol olduğu tahmin
edilen dar bir girişle ikinci mezar odasına girilir. B) Gerno Oğlu Ma’na Mozaiği İkinci mezar odasının arkosolları zeminden 5 cm. yukarıdadır ve 1.60 metrelik
uzunluğa sahiptir. Mozaik ölçüleri birinci mozaik ölçüleriyle aynıdır.
Mozaikteki şahıslar, bir kadın iki erkek olmak üzere üç kişiden oluşur. Kadın
ayakta, iki erkek ise divana uzanmış bir şekilde tasvir edilmişlerdir. İç çerçevede alt kısmı tamamen kaplayan bir divan (kline) görülür. Divanın
üstünde ince bir minder ve iki ayrı yerde, figürlerin dirseklerini yasladıkları
üçer adet üst üste konmuş yastık bulunmaktadır. Bir örtüyle örtülü divan, sol
kenarı yarım daire, sağ kenarı ise dik bir şekilde son bulur. Örtü, koyu gri,
bej ve pembe renklerden oluşur. 1) Ma’nu oğlu Barşamaş.
2) Gerno oğlu Ma’na.
3) Ma’na’nın karısı Rimay. Sağ baştaki şahıs Ma’nu oğlu Barşamaş’tır. Barşamaş, “Güneşin oğlu”
manasındadır ve en çok kullanılan bir isimdir. Barşamaş, divana sol dirseğini
dayamış bir vaziyette ve elinde çift kulplu bir kâse tutmaktadır. Sarı ve bej
renklerde yapılmış bir elbise giymiştir. Barşamaş, mitra benzeri bir başlık
giymiştir. Bu başlık, üst kısmında içi bej renginde yapılmış bir topaçla sona
erer. Barşamaş’ın yüzü oval ve bol sakallıdır. Sakalının gri ve siyah renkte
yapılmış olması onu, mozaikteki en yaşlı adam olarak gösterir. Barşamaş’ın
pozisyonundan anlaşıldığına göre bu mezar odasına gömülen kişi bizzat
kendisidir. Cenaze Töreni Mozaiği’nde de böyle bir durum söz konusudur. Mozaikte ortadaki şahıs Gerno oğlu Ma’na’dır. Ma’na, divana uzanık vaziyette
tasvir edilmiştir. Sağ ayağı dizden kırılarak, biraz içeriye çekilmiş sol ayağın
üzerindedir. Pembe bir gömlek içinde görünen Ma’na’nın göğsünden aşağı dizlerine
kadar olan kısım tahrip olduğu için görünmemektedir. Gömleğinin renginde bir
şalvar giymiştir. Sakallı ve ince bir yüze sahip olup başında herhangi bir şey
taşımaz. Saç rengi kahverengi (belki kınalı) olup, sakalı ise koyu gri olarak
yapılmıştır. Mozaikteki tahripten dolayı kollarının pozisyonunu bilemiyoruz;
ancak kendisine göre sol dirseğini yastığa dayamış olabilir. Belki de sol
elinde; daha önce bulunan Cenaze Şöleni mozaiğinde olduğu gibi yanında şahsa
ikram ettiği içki kâsesinin altlığını tutuyordu. Sol baştaki hanım “Ma’na’nın karısı Rimay”dır. Rimay, divanın arkasında ve
muhtemelen ayakta tasvir edilmiştir. Başında, önceki mozaikteki ‘Ama’nın kızı
olarak tanıtılan figürün aynısı bir Köfü vardır. Köfünün üzerinden aşağıya doğru
inen sarı bir yaşmak görülür. Ayrıca sol omuzunu ve göğsünü kaplayan aynı renkte
bir ehram giymiştir. Daha önce bulunan Edessa mozaiklerindeki bayan figürlerinin
çoğunda yaşmak ve ehram bulunur. Edessalı kadınlar evlerinden çıkarken
muhtemelen yüzlerini örtüyorlardı. Günümüzde nadir olarak buna benzer giyim
tarzı ve örtünme halen devam etmektedir. Rimay, kırmızımsı bir elbise içindedir.
Boynunda beyaz taşlarla yapılmış bir kolye bulunur. Sağ elinde bir çiçek tutar.
Saçları kınalı, gölge ve kenarları siyah renkte olup örülmüş bir şekilde
omuzlarının üzerine bırakılmıştır. Yüzü hafif pembe renkte gerçeğe yakın canlı
bir formda verilmeye çalışılmıştır. Her iki mozaikte tasvir edilen şahısların zengin veya soylu bir aile
oldukları giyimlerinden bellidir. Mozaikler üzerinde tarih verilmemiştir. Her iki mozaiğimiz de, 1991 yılında
bulunan ve yayınlanan “Barhadad Mozaiği”ne stil ve yazı yönünden çok
benzemektedir. Ayrıca III. yüzyılın başlarına tarihlendirilen mozaiklerdeki yazı
stili ile mozaiklerimizdeki yazı stili hemen hemen aynıdır. Bunlara dayanarak,
her iki mozaiğin III. yüzyılın başlarına ait olabileceği söylenebilir. VI- Barhadad Mozaiği 1991 yılında Yakubiye Mahallesi’nde bir evde tarafımızdan keşfedilmiştir.
Üzerinde tarih taşımayıp, muhtemelen III. yüzyılın başlarına aittir. Mozaik
bugün Şanlıurfa Müzesi anbarındadır. 1) Mesa.
2) ’Abednu oğlu Barhadad.
3) Vail.
4) Barşuma oğlu Ruma hatırlansın.
5) Ruma kızı Hata. VII- Cenaze Töreni Mozaiği 1956 yılında J.B.Segal tarafından Eyyûbiye Mahallesi’nde bir kaya mezarında
bulunmuştur. Şimdi parçalanmıştır. Parçalarının bir kısmı Beyrut’ta bir antikacı
pazarında görülmüştür. Tarih olarak eksik formda [54]9 yılı verilmiştir; bu da
238 yılına karşılık gelir. Mozaikteki yazılar yukarıdan aşağıya doğru dört ayrı
yerde verilmiştir. I- 1) [Beş]yüz[kırk]dokuz yılının Ağustos ayında. Ben Barba’şamin oğlu
Zeydallat; bu mezarı kendim için ve çocuklarım için yaptım. II- 1) Zeydallat’ın eşi Avi.
2) Zeydallat’ın kızı Kimi.
3) Barba’şamin oğlu Zeydalla
4) Zeydallat oğlu Barşalmo.
5) Zeydallat oğlu Ma’mi. III- 1) Zeydallat kızı Z....... IV- 1) Zeydallat oğlu M.......u.
2) Zeydallat oğlu Barba’şamin. VIII- Gavsi Oğlu Balay Mozaiği Samsat Kapısı’nın dışında bir mağarada bulunmuştur. Çizimleri 1890 yılında
Euting tarafından yapılmıştır. Şimdi kayıptır. Tarihsiz olup, muhtemelen III.
yüzyılın başlarına aittir. Dört çerçevede verilen mozaik yazılarının okunuş ve
tercümeleri şöyledir: I- 1) Gavsi kızı Şalmet.
2) Gavsi oğlu Balay.
3) Damay.
4) Sarkin. II- 1) ’Abşay’ın eşi Kişat.
2) ‘Abşay’ın annesi Arhemta.
3) ’Abşay.
4) Mag....
5) ’Abedşuk. III- Ben, Gavsi oğlu Balay; bu ebediyyet evini kendim için, çocuklarım ve
varislerim için yaptım. IV- 1) Balay oğlu Ani.
2) Ani’nin annesi Şalmet.
3) Samay.
4) Balay oğlu Barnabas. IX- Orfeus Mozaiği 1956 yılında J.B.Segal tarafından Eyyûbiye Mahallesi’nde bir kaya mezarında
bulunmuştur. Üzerinde eksik harfle 539 tarihi verilmiştir. Bu tarih, miladi 228
yılına tekabül etmektedir. Mozaik şimdi kayıptır. 1) Orfeus.
2) [Beşyüz]otuzdokuz yılının Temmuz ayında. Ben, Barnay oğlu Aftuha, bu
ebediyyet evini kendim için, çocuklarım için ve varislerime her zaman için
yaptım. X- Üçayak Mozaiği 1956 yılında J.B.Segal tarafından Şehitlik Mahallesi’nde bulunmuştur.
Mozaiğin ortasındaki yüzünün bir kısmı eksik olan Adona oğlu Hafsay”ın elinde
tuttuğu üç ayaklı bir eşyadan dolayı mozaiğe bu isim verilmiştir. Bugün tahrip
edilmiş olup, bazı parçaları Aziz İrene/İstanbul’da saklıdır. Tarihsiz olup,
muhtemelen III. yüzyılın başlarına aittir. 1) ...........Gebbay.
2) Adona oğlu Hafsay.
3) Şelam’ata oğlu Gebbay’ın oğlu Adona, bu ebediyyet evini kendisi için
yaptırdı.
4) Her kim, onun çoluk çocuğunun ve yasının acısını kaldırırsa, onun ataları
için mutlu bir sonraki hayatı olacaktır.
5) Gebbay oğlu Adona’nın kızı ‘Adita. XI- Zenodora Mozaiği 1881 yılında Urfa’da kopye edilmiştir. Üzerinde eksik olarak 570 tarihi
verilmiştir; bu da miladi 259 yılı eder. Bugün kayıptır. Kitabe tercümesi
şöyledir: “[Beşyüz]yetmiş yılının Şubat ayında, [ben] bu ebediyyet evini kendim için ve
çocuklarım için yaptırdım. ........Ben Bar’ata oğlu ‘Abednahay........ Za’rura
kızı, Bara’ta’nın eşi.” XII- Zümdüd-ü Anka Mozaiği 1956 yılında J.B.Segal tarafından Eyyûbiye Mahallesi’nde bir kaya mezar
içinde bulunmuştur. Şimdi kayıptır. Üzerinde tarih olarak Seleukos takvimine
göre 547 rakamı verilmiş olup bunun miladi karşılığı 236’dır. 1) Beşyüzkırkyedi yılında, bu ebediyyet evi Barko oğlu Barşemeş [anısına],
kendim için ve çocuklarıma ve her zaman için yapıldı.
2) Zümrüd-ü Anka.
|