Uygarlığın Doğduğu Şehir: Şanlıurfa Halk Kültürü
Şanlıurfa Sosyal Hayatında Gelenekler Şanlıurfa'da günlük hayat oldukça
renkli ve canlıdır. Urfalılar'ın sosyal ve günlük yaşantılarında, başka yerlerde
olmayan, görülmeyen özellik ve motifler vardır. Günlük hayattaki gelenekler,
çoğu kez mevsimlere göre şehir merkezi ile kırsal kesimdeki hayat arasında
farklılıklar gözlenir. Sahaniye Şanlıurfa'ya özgü bir toplantı ve eğlence biçimidir. Genelde orta yaş
arkadaşlar arasında yapılır. Kaç kişi arasında olacağına dair kesin bir kural
yoktur. Sahaniye gezecek arkadaşların çok samimi ve akran olması gerekir.
Sahaniye'de arkadaşlıklar daha da pekişik ve ilerler. Sahaniye gezmeleri genelde
kış aylarında, özellikle ramazanlarda olur. Belirli bir arkadaş grubu ya belirli
bir yerde, bir odada toplanırlar, ya da herbirinin evinde sırayla birer gece
toplanırlar. Üst üste her gece olabileceği gibi, gün aşırı ya da haftada 2-3
gece de yapılabilir. Sahaniyede genel kural, herkesin evde pişirilen yemekten toplanılacak yere
getirmesidir. Sözgelimi, arkadaş grubu 8 kişiyse o gece sofraya 8 çeşit yemek
konulmuş olur. Sahaniyede bazen yemekler ve tatlılar, arkadaşlar arasında taksim
edilir. 8 kişi 2 gruba da ayrılabilir 4 kişi bur gece, diğer 4 kişi de başka bir
gece yapar. Sahaniyede yemek, genelde yer sofrasında yenilir. Ev sahibi-misafir
ayrımı yoktur. Herkes ev sahibi gibi hizmet eder, sofrayı hazırlar. Sözgelimi
çiğköfte yapılacak ise, köfteyi en iyi yoğurabilen yoğurur. Köfte olunca ayran
mutlaka olur. Yemekten sonra da tatlı yenir. Gerek yemek ve gerekse tatlılar mutlaka evde yapılır. Çarşıda pek yapılmaz ve
çarşıda yaptırılan yemek ve tatlıya da sofrada itibar edilmez. Bazı evlerin
kendine özgü, meşhur yemek ve tatlıları vardır. İyi hazırlanmış yemek ve tatlı
getiren önce methedilir, iltifatlar yağdırılır, gururu okşanır ve sonunda da
ödül!) olarak bir ziyafet yüklenir. Oda Geleneği Oda, sıra gecelerine çok benzer. Aynı çevrenin arkadaşları belirli bir yerde
bir oda veya bir daire tutar ve sererler. Sergi için gerekli eşya ve malzemeleri
ya çarşıdan ortaklaşa alırlar, ya da herkes evinden birşeyler getirir. Bir de
işleri yapacak etrafı temizleyecek bir adam tutarlar. Odanın bütün giderleri
ortaklaşa ödenir. Odada cumartesi öğleden sonra ve Pazar günleri oturulur. Odaya her gece
belirli bir saatte gelinir. Orta hizmetini gören adam, daha evvel gelir.
Temizliği yapar, mangalı ya da sobayı yakıp odayı ısıtır. Acı kahveyi hazırlar.
Nargile içenlerin nargilelerini temizler. Odaya, sahaniye usulü yemek
getirilebilindiği gibi harafane de yapılarak çeşitli yemekler ya da çiğköfte
yapılır ve yenir. Odadaki yemekleri yemek yapabilenler yapar. Odada oyunlar
oynanır, saz çalınıp türküler ve gazeller söylenir. Sohbet edilir, hatıralar
anlatılır ve kitaplar okunur. Oda genelde her gece açılır. Bilhassa yağmurlu ve
soğuk kış günlerinin pazarlarında oda alemleri çok güzeldir. Pazar günleri hava
açık ve kıra gitmeye uygunsa oda arkadaşları hep birlikte kıra giderler. Bu bir
köy olabileceği gibi, bahçe de olabilir. Bağ-Bahçe-Dağ Gezme ve Yatı Geleneği Bağ, bahçe dağ gezme ve yatmaları Urfalı'ya özgü bazı özellikler taşır.
Kırlara bahar ve yaz aylarında gidilir. Kişi sınırlaması yoktur. 5 ila 20
arkadaş arasında değişir. Yatıya ya devamlı, ya da bir-iki geceliğine gidilir.
Devamlı gidenler, daha donanımlı giderler, gedecekleri yere önce halı, kilim,
keçe ve hasır gibi yere serileceklerle yataklarını götürürler. Geceleri soğuk
olacağı gibi kürkler de unutulmaz. Ayrıca, gerekli mutfak malzemeleri, mangal,
kebap için şiş ve kömür de götürülür. Yatıda genellikle 1-2 gün kalınabilir. Bir
ay ve daha fazla kalan gruplar da olur. Kalma süresi, arkadaş grubunun durumuna
göre değişir. Cumartesi ve Pazar günleri devamlı kalınır. İş günlerinde, ise, sabah
erkenden şehre gelinir, akşamları dönülür. Yemek ya sırayla yapılır, ya herkes
elinden geleni yaparak ortaya koyar, ya da yemek pişirmesini bilenler devamlı
yemek yapmayı üslenirler. Her grup bir adam tutar. Bu adam etrafı temizler,
bulaşıkları yıkar, ateş yakar ve gerekirse şehre giderek malzeme ve yiyecek
satın alır. Ulaşım ve yük taşıma aracı genellikle ya bir merkep, ya da bir
beygirdir. Geceleri sazlar, cümbüşler çalar, Davûdi sesliler gazel ve türküler okur. Bu
gazel ve türküler etrafındaki komşu gruplardan duyulur. Duyanlar da, gazel,
türkü ve hoyratlara cevap verirler. Bu hallerde bazen iddialaşmalar olur.
Karşılıklı söylemeler sabaha kadar devam eder. Dağlarda yatıya kalmak çok eski
bir gelenektir. Gitmenin, kalmanın, yemek hazırlamanın, yemek yemenin, oturmanın
ve eğlenmenin bir adabı vardır. Adaba uymayanlar, taşkınlık yapanlar gruptan
uzaklaştırılır. Bir yada iki geceliğine yatıya gidenler ise, ya Cuma, ya da cumartesi akşamı
gidip Pazar akşamı dönerler. Geçmişte kadınlar da kıra giderlerdi. Çarşamba ve
Cumartesi günleri öğleden sonraları genellikle aile fertleri, komşu ya da akraba
aile eşliğinde giderlerdi. Kadınların gittikleri gezi yerleri günümüzde artık
iskan sahaları oldu, gecekondularla kaplandı. Kadınlar genellikle çiğköfte ile
giderler, bazen de evde yaptıkları yemekleri götürürlerdi. Özellikle erkeklerin
gittikleri başlıca dağ ve diğer mesire yerleri şunlardır: Kanlı Mağara, Delikli
Mağara, Şıh Maksut, İpek Mağarası, Merkêfe, Top Dağı, Dip Karlık, Karlıklar, Dev
Teşti, Halepli Bahçesi, Karaköprü, Cavsak Suyu ve Zeytinlik. Harefene Harefene akran ve samimi arkadaşlar arasında olur. Varlıklar ve gençler
harefeneye pek itibar etmezler. Bu bakımdan harefene daha çok dar gelirliler
arasında yapılır. Harefenede yapılan masrafları bölüşmek esastır. Tüm masrafları
bir ya da iki kişi yapar. Sonra bölüşülür. Harefene gündüz olabileceği gibi gece eğlencelerinde de olur. Sünnet Düğünü Sünnet düğününde yine küvre denilen vekil vardır. Küvre sünnet olacak çocuğu
veya çocukları kucağına alarak sünnet ettirir. Sünnet düğününden birkaç gün önce, gelecek olan misafirlere verilmek üzere
yemekler hazırlanır. Sünnet düğününün belli başlı yemeği yörede tirit denilen
yemektir. Sünnet düğününden bir gün önce sünnet olacak çocuk at, atlı araba, otomobil
v.s. binek hayvanı veya vasıtalardan biriyle şehirde gezdirilir. Genellikle
Dergâh denilen İbrahim Halil Camii'ne götürülerek buradaki kutsal olduğuna
inanılan suyla yüzü yıkanır ve içirilir. Sünnet yapılacak günün (genelde Pazar) sabahı erken saatlerde misafirler
toplanırlar. Sünnet olacak çocuğu küvre kucağına alarak sünnet yapılacak masanın
yanındaki yerde oturur. Sünnet anında uyuşturucu iğne yapılmadığından, sünnet
olacak çocuk acıyı duymasın diye sürekli ağzına şeker ve lokum konur. Hazırlanan
yatağına yatırılır. Yemeğe misafirler gruplar halinde alınır. Yemekten sonra ise yine acı kahve
ve sigara ikram edilir. Kirvelik Türk toplumunda kirveliğin yeri ve önemi büyüktür. Urfa'da ise kirvelik çok
daha başka anlamlar yüklenir, derin bağlar kurar. Oğlunu sünnet ettirecek ya da
evlendirecek ailenin kirvesi yoksa, aile reisi çok iyi düşünerek, ailenin
kirveliğini yapacak uygun birisini bulur. Seçilen adaya kirvelik önerilir. Aday
genellikle öneriyi kabul eder. Zira, kirvelik, bir onur ve itibar meselesidir.
Kirvelik kabul edilmişse, kirveye uygun bir hediye gönderilir. Bu çocukların
sünnetine ya da delikanlılarının evlenmesine işarettir. Kirve hediyesini
hoşnutlukla alır. Sünnet sözkonusu ise, çocukların sünnet elbiselerini yaptırır;
evlenme ise, düğün, süpha, hamam yemeği ve diğer törenleri üstlenir. Düğünde
damadın elbisesini giydirir. Düğünde damadın yanıbaşında bulunur ve süpha
ziyafetinde damat ile beraber tahtta oturur. Aşçıya, davulcuya, berbere,
kahveciye ve gereken yerlere damat ile birlikte bol bol bahşiş verir. Damadın
gerdeğe konulmasında bulunur. Düğünden sonra, uygun bir hediye ile evli çifti
ziyarete gider. Kirve, ailenin kirvesidir. Genellikle kendisine, “Kirve” diye hitap edilir.
Kirve ile kirve olunan aile arasında çok sıkı ilişkiler kurulur. Bu ilişki, kan
bağı kadar yoğun ve güçlüdür. İki aile artık birbirinden kız alıp vermez.
Kirvenin saygınlığı ve otoritesi tartışılmaz. Kirvelik, babadan oğula geçer.
Eğer arada çok önemli bir problem çıkmaz ise, kirvelik bağı asla kopmaz, devam
eder. Beş-on kuşak ötelerden gelen kirvelikler vardır. Kirvenin oğlu olmaz ise,
kendisinden sonra, kirvelik de noktalanmış olur.
|