Karikatür ve Bilişim Elif Atamaz Aşıcıoğlu İletişim Tarihinde Karikatürün Yeri Tarih öncesi insanlar, yazıdan önce çizgiyi kullanmışlar, iletişimi çizgi ile
sağlamışlardır. Bir iletişim sanatı oIan karikatür, çizgiyle birlikte varolup,
gelişmiş bir grafik dilidir. Yazının bulunması, baskı tekniklerinin üretilmesi
ve bunları takiben bilişim ortamında gelişen bilimsel ve teknolojik ilerlemeler,
''grafik''in kullanım alanlarını genişletmiştir. Bir grafik sanatı olan
karikatür de bu gelişmeler ışığında, önceleri başkaldırı amaçlı, yazılı
resimlemeler iken, bu özelliğinden arınıp, yazının ve süslemelerin kaldırıldığı,
grafik sanatlara özgü tekniklerin ve anlatım dilinin benimsendiği, çizgiyle
düşünen bir biçem halini almıştır. Karikatür, göstergelerden oluşan bir iletişim sanatıdır. Karikatürcü
(gönderici) görsel imgelerle kodlama yapar ve mesajını farklı iletişim araçları
ile topluma (alıcıya) ulaştırır. Toplumdan gelen tepki sonucunda karikatür
kültürleri, kültürler de karikatürleri etkiler. İnsanoğlu varoldukça, iletişim
olgusu ve buna paralel karikatür sanatı hep varolmuştur. İletişim tarihi aynı zamanda grafik sanatının tarihi gelişimidir. Yazıdan
önce kağıt, mürekkep ve fırça'dan oIuşan üç temel malzemenin kullanılmasıyla,
görsel anlatım olanakları zenginleşmiş, böylece grafik iletişim kavramı ortaya
çıkmıştır. Alfabenin geliştirilmesiyle yazılı belge üretimi giderek hızlanmış,
tarihsel olaylar ve efsaneler kaydedilmeye başlanmıştır. İnsanlık tarihinde yazıdan sonraki en önemli buluş, ''baskı tekniği''dir.
M.S. 770 yıllarında, Çin'de, yazılar tahta kalıplar üzerine yüksek rölyef olarak
oyularak, baskıyla çoğaltmışlardır. Bu sayede, yazılı belgeler çoğaltılarak
iletişimin yaygınlaşmasına olanak tanınmış, grafik anlatım da zenginleşmiştir.
Gutenberg'in 1450’de "Hareketli Hurufat" sistemini bulması ile "iletişim"
kavramı önem kazanmış ve karikatür de salt çizgili mizah biçiminde basılıp
çoğaltılarak, bir iletişim sanatı olarak yaygınlaşmıştır. O güne dek,
ressamların eğlenceli yan uğraşı olan karikatür, gazete, dergi gibi kitle
iletişim araçlarının çoğalmasıyla etkili bir anlatım biçimine dönüşmüştür.
Yazılı basında bilinen en eski karikatür, 1466 yılında E.S. imzalı ismi
bilinmeyen bir Alman gravürcü tarafından yapıldığı bilinmektedir. Fransız Devrimi (18. ve 19. y.y.) ile birlikte bilgi akımı hızlanmış,
kitle-iletişim çağı başlamıştır. Litografi ve ardından Linotype baskı
makinasının bulunuşu ile gazete, kitap ve dergi yayıncılığı hızla gelişme
dönemine girmiştir. Bu sayede, karikatüre geniş yer veren yayınlar gelişerek
artmış, karikatür de daha geniş kitlelere ulaşmıştır. 1890'dan sonra Batı'da oluşan, Dışavurumculuk, Gerçeküstücülük ve kübizm gibi
akımlar, karikatür dünyasını da derinden etkilemiştir. Andre François, George
Grosz gibi bu akımların içinde yer almış grafik sanatçıları ve karikatürcüler,
karikatüre büyük yenilikler getirmişler; karikatürün dilini sadeleştirip,
desenleri çarpıtarak, okuyucuda etkiyi arttırmışlardır. Bu anlayış, ''yazısız
karikatür''ün oluşumunda önemli bir basamak olmuştur. II. Dünya Savaşı'ndan sonra, tüm dünyada yaşanan değişim, sanata da yansımış,
dolayısıyla grafik sanatında ve özellikle karikatürde köklü değişimler olmuştur.
Karikatürde yazı ögesi kalkmış, anlatım sadeleşmiş, grafik sanatındaki diğer
teknik ve malzemeler de kullanılmaya başlanmış ve Avrupa'da bu yeni grafik biçem
için; “dessin humoristique'' (hümoristik desen) ya da ''humour graphique"
(grafik mizah), deyimleri kullanılmıştır. Steinberg'in öncülüğünde gelişmiş olan
'grafik mizah', gerek içerik, gerekse anlatım biçimi açısından daha evrensel bir
dil yakalamış ve grafik sanatının içine dahil edilmiştir. Karikatürün başlangıç
noktası olan "portre karikatür", bu gelişmelerin paralelinde devam etmiş,
özellikle modern sanat akımlarının etkisiyle, daha çarpıcı ve sanatsal boyutlara
ulaşmıştır. Grafik mizah ve portre karikatürün yanında, son yıllarda üç boyutlu
karikatür denemeleri yapılmış, bunların heykel mi yoksa karikatür mü oldukları
tartışılmıştır. Mizahi anlatımıyla, büyük bir kesim tarafından, karikatürün bir
çeşidi olarak kabul edilen bu çalışmalar henüz yaygınlık kazanmamıştır. 1950’lere değin süren klasik baskı geleneği, fotoğraf teknolojisinin, mekanik
ve elektronik teknolojisiyle bütünleştirilmesi sonucu doğan fotodizgi
sistemleriyle köklü bir değişim ve dönüşüm sürecine girmiştir. 1970’lerden bu
yana bilgisayar teknolojisinin gelişmesi ile birlikte, fontlar sayısal
görüntülere dönüştürülmüştür. Teknolojik gelişmeler, grafik tasarımı dil ve
biçim yönünden oldukça etkilemiştir. Pop Sanatı, Yeni Dışavurumculuk ve
Post-Modernizm gibi birçok biçemin etkisiyle oluşturulmuş tasarımlarda izlenen
görsel efektlerle yüklü imge kalabalığının en önemli nedeni; bilgisayar
teknolojisidir. Grafik tasarımın olanak ve tekniklerinden her geçen gün daha fazla yararlanan
karikatür sanatı, bilgisayar teknolojisinden yararlanarak yeni biçimler
aramıştır. Yine teknolojinin ilerlemesiyle, animasyon karikatürü ortaya
çıkmıştır. Turgut Çeviker (1997:293)'in de belirtmiş olduğu gibi; ''Karikatürde
biçimsel arayışlar sonsuzdur. Sanatçı, çıkmazlarını kendi yaratır; onu aşmak ise
varlık nedenidir. İç dünyalara düşkün karikatürcü, biçimsel gelişmede her zaman
şanslıdır." Bilimin ve teknoloiinin ön plana çıktığı aydınlanma çağından sonra, yeni bir
çağın eşiğinde bulunduğumuz 3. binyılda, bilgi kavramının daha da önem
kazanacağı şüphesizdir. Medyanın yanı sıra, bilgisayar ve internet ağı, sınırsız
bilgiye açılmayı kolaylaştırmış, bilgiyi daha geniş bir kitlenin yararına sunma
olanakları yaratmıştır. Günümüzde, Uzakdoğu’dan Amerika’ya kadar tüm dünyayı
saran iletişim ağı sayesinde, kavramsal yenilikler ve görsel buluşlar yıldırım
hızıyla dünyaya yayılmakta ve böylece görsel iletişimde uluslararası bir dil,
sınırları ortadan kaldıran yeni bir dünya görüntüsü oluşmaktadır. Artık ülkeler,
kendi ulusal özelliklerini bu dünya biçemi ile kaynaştırıp, ortak bir dile doğru
gitmektedirler. Karikatür, kitle iletişim araçlarının geliştiği, evrenselleşmenin başladığı
bir dönemde, bu dönemin gereksinmelerine yanıt vermek üzere ortaya çıkmış ve
biçimlenmiş yeni bir sanat dilidir. Görsel bir iletişim aracı olan karikatür,
kültürel değerleri, inançları, normları ve yasaları iletmede önemli rol
oynamaktadır. Bu özelliği ile insanlık tarihini yansıtır. Bilim, sanat ve felsefe, kendini yorumlayabilen, yaşadıklarını
anlamlandırabilen ve geçmişinden gelen kültür birikimine yeni anlamlar
kazandırabilen toplumlarda gelişir ve büyür. Topluma her zaman bir ayna tutmuş
olan karikatür, yaşananları anlamlı bir biçimde çarpıtarak, izleyene iletiler
sunma sanatıdır.
|