Karikatür ve Bilişim Alex Noel Watson Yeni Cesur Dünyamızın Karışık Nimetleri Hepimizin farkında olduğu gibi hayattaki herşeyin bir pozitif bir de negatif
yanı var (insan doğası dahil). Modern teknoloji de kesinlikle çok karışık bir nimet. İlk atom bombası bütün dünyaya Ağustos 1945’te büyük bir gösterişle
tanıtıldığı zaman, bunun pozitif etkisi İkinci Dünya savaşı’nın Pasifik’te sona
ermesi, negatif etki ise Hiroşima ve Nagazaki’deki sayısız Japon sivilin yok
edilmesi olmuştu. Bundan sonraki Soğuk Savaş döneminde dünya muhtemel yoğun bir nükleer saldırı
tehdidi altında kaldı, ama bunun da pozitif tarafı olarak Amerika ve Sovyet
nükleer askeri teçhizatının terör dengesi sebebiyle Üçüncü Dünya Savaşı’nın
engellenmiş olması tartışmaya açık bir şekilde söylenebilir. Günümüzde teknoloji sayısız modern mucize yaratarak çağdaş yaşam ve günlük iş
düzeninin birçok yönünü geliştirip kolaylaştırırken yeni sanat ve eğlence
alanları sağladı (karikatürler bile etkilendi). İnsanlar bu teknolojileri yeni oyuncakları kucaklayan çocuklar gibi
kucakladılar. Örneğin mobil telefonlar alanında, bir trende ya da otobüste cep
telefonuyla, anlatacak hiçbirşeyi olmamasına rağmen sürekli olarak “chat”
yapabilen insanları görmek yadırganır bir durum değil (bu durumun negatif tarafı
bu kullanıcının yakını olmak). Aralarında İngiliz H.G. Wells ve Çek Karel Capek de bulunan bazı büyük
yazarlar robotların da içinde olduğu makineler tarafından yönetilen bir dünya
öngörmüşlerdi. Bu vahşi zeka ürünü kehanetin büyük bir kısmı gerçekleşiyor. Fakat insan ırkına hizmet etmesi için yapılan makineler, bizim sahiplerimiz
olma yolunda ilerliyorlar. Hayatımızın bütün alanları elimizden alınıyor.
Teknoloji kölesi olmak bir tehlike; doğanın bize verdiği özgür ve bağımsız
yaşama duygusu değerli aitlikler. Siberuzay dünyası yapay bir dünya. Sanal gerçeklik bir gerçeklik değil, fakat
biz gerçek dünyaya aitiz. Doğanın bir parçası olarak doğanın kurallarına
tabiyiz. Herşey bir derece meselesi. Eğer bilgisayar kullanımı belirli bir oranda
tutulursa ve hayatımızdaki diğer faktörlere nazaran çok daha fazla yer kaplayan
bir şey haline gelmezse herşey iyi ve güzel. Teknolojinin getirdiği avantajlar ve yararlar tartışılmaz. Akla ilk gelen
sözcükler hız ve etkinlik. Fakat sağlık (fiziksel ve ruhsal) ve insan mutluluğu
çok daha önemli. Ters yan etkiler görülmeye başlandı bile. Teknolojinin insan
sağlığına olan negatif etkileri ve yarattığı tehlikeler yeterince araştırıldı
mı? Bu çok şüpheli. Temel tehlikelerden biri yabancılaşma. Teknoloji herşeyi o kadar kolay
gerçekleştirilebilir hale getirdi ki herşey evde inzivaya çekilmiş bir şekilde
halledilebiliyor... İş, oyun, alışveriş, bankacılık işlemleri, oylama, eğitim,
sohbet... Böylece izole, tembel ve toplumdan uzak, evlerine kapanmış, fiziksel
egzersiz ve diğer insanlarla iletişimden uzak bir ulus yaratmamız çok uzak
görünmüyor. Doğanın gereği toplu halde yaşayan yaratıklarız. İnsan insana ihtiyaç duyar.
Yabancılaşma ve içe dönüklüğü seçmek fiziksel ve ruhsal hastalıkları davet etmek
demektir. İnsanlığın böyle bir durumda geleceği nerede? Doğanın fabrikasyon
teknolojiye karşı üstünlüğü şu soruyla daha net ifade edilebilir: “Bir makine mi
yoksa bir insanla mı sevişmek isterdiniz?” Bu durum hareketsiz ve izole bir şekilde internet’te sörf yapan, bilgisayar
oyunları oynayan ve sabahtan akşama kadar televizyon seyreden birçok çocuk için
konuşulmaya başlandı bile. Genç vücutların taze havaya, harekete egzersize,
paylaşıma ve arkadaşlığa ihtiyaçları var. Eski Roma’lıların söylediği gibi
“Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur”. Teknoloji bunu sunamaz. Bu yüzden de onu
olması gereken yerde tutmak gerek. Bu cesur yeni dünyada karikatürlerin yerine gelince... Kağıtta, basılı bir
sayfada ya da sergideki bir çerçevedeki çizimin alternatifi siberuzaydaki bir
çizim olamaz. Onlar elle tutulur, onlar gerçek... bilgisayar ekranında da öyle
sayılabilirler, fakat eninde sonunda bir illüzyondan ibaretler, başarı konusunda
ikinci sıradalar. Elbette ki daha geniş kitlelerce daha kısa zamanda
görülebiliyorlar. Bir avantaj için diğerinden fedakarlık etmek zorundasınız. Bilgisayar vasıtasıyla karikatür çizmek eğlenceli olabiliyor (Böyle bir
tecrübeye bir uzman olan Roger Penvill’in izleyen gözleri altında kalkıştım). Ve
bu alanda tecrübeli olanlar tarafından ortaya çıkarılan ürünler de sıradışı
etkilere sahip bir ürün olarak gerçekten muhteşem görünebiliyor. Fakat karikatüristler bilgisayar kullanımını arttırdıkça karikatürler ne
kadar parlak olursa olsun bir yerden sonra birbirlerine benzemeye başlayacaklar
(havalı boya tabancasıyla yapılan karikatürler gibi). Sanatçının bireyselliğinin
bir parçası bir çeşit standartlaşma ve tekdüzelik sonucu kaybolabilir (Yanlışsam
beni düzelt Roger!). Buna uygun iyi bir karşılaştırma Walt Disney’in çizgi film karakterleriyle
ilgili olarak yapılabilir. Son yıllarda Walt’ın varisleri tarafından bilgisayar
animasyonları ile yapılan filmler tartışmasız olarak büyüleyici ve göz
kamaştırıcı bir tekniğe sahip. Bu anlamda bu filmlerin tamamen sersemletici
olduğunu söyleyebiliriz. Fakat bu filmlerin hepsi sadece biraz fazla cilalı; bir anlamda da soğuk.
Walt Disney’in ilk ürünleri olan “Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler”, “Pinokyo” ve
“Bambi”nin sahip olduğu kalp, gösteriş ve sıcaklık bu yeni filmlerde eksik. Bir
kez daha teknoloji doğanın antitezi. Bugün insan ırkı halen nükleer tehdit altında yaşıyor. Eğer gezegen kendini gelişmiş bir askeri teknolojiyle yerle bir ederse,
hayatta kalan bir avuç insan muhtemelen harap olmuş cangılın içinden çıkarak
insan medeniyetini en baştan başlatmaya yönelecekler. Çok eğlenceli değil ama en
azından doğal olacak...
|