Ulu Cami, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen plânlı ve tümüyle kesme
taşlarla kaplanmış bir yapıdır. Kuzey ve batı cephe eksenlerinde, doğu
cephesinin güneyinde (sonradan pencereye dönüştürülmüş) birer portal yer alır.
İç mekân, sekizgen payelere atılmış çift yönlü sivri kemerlerle farklı
genişlikte yirmi beş birime ayrılmıştır. Büyük boyutlu mihrap önü birimi
tromplarla geçilen dilimli, orta bölüm ise oval birer kubbeyle örtülüdür.
Sekizgen aydınlık açıklığı bulunan orta bölümün kubbesi sekizgen piramidal
külâhla örtülüdür. Diğer birimlerin örtü sistemini haç, yıldız ve bileşik
tonozlar oluşturmuştur. Güneydoğudaki bey mahfili de bileşik tonoz örtüsü ile
dikkati çekmektedir.
Divriği Ulu Camii, kuzeyden görünüm. Beden duvarından
taşkın ve yüksek tutulmuş portali, sınır tanımayan yüzeyden taşkın ve hareketli
bitkisel bezemeleri ile eşsiz bir örnektir. Ayrıca Mengücekoğulları'ndan Ahmed
Şah'ın 1228-29 yıllarında Ahlatlı bir sanatçıya yaptırdığı caminin kuzey
portali, taş süslemeleri ile de benzersiz bir örnektir.
Caminin mihrap önü kubbesi ve geçiş sistemi, tonozlarının yanı sıra, bey
mahfilinin kısa bir süre önce kaldırılmış ahşap kiriş ve dikmelerinde kırmızı,
beyaz ve yeşil renkte geometrik ve bitkisel kalem işi bezemeler görülmekteydi.
Ulu Cami, özgün boyalı nakışları ile de 13. yüzyıl Anadolu-Türk mimarlık
örnekleri arasında özel bir konuma sahiptir. Güney duvar eksenindeki büyük
boyutlu taş mihrap, yarım yuvarlak nişi ve yarım kubbe kavsarasının yanı sıra,
yüzeyden taşkın ve sınır tanımayan palmet, kıvrık dal ve rumî motifleriyle
dikkat çekicidir. Mihrap önünün batısındaki birimin güney duvarına bitişik ceviz
ağacından yapılmış sahte kündekârî tekniğindeki ahşap minberin aynalık, korkuluk
ve kapı kanatlarında dörtgenler, beşgenler, beş ve on iki kollu yıldızlar,
yıldız geçmelerle oluşturulmuş düzenlemeler karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca,
tonozların da özellikle orta bölümlerinde palmet, kıvrık dal ve rumîlerden
oluşmuş girift bitkisel bezemelerin yanı sıra, özellikle yıldız çeşitlemeleri
yansıtan geometrik süslemeler görülür.
Caminin iç mekânındaki ilginç bezemelerin dışında, sade kuruluştaki cepheler
değişik kurguları ve süslemeleri ile yapıya damgalarını vurmuşlardır. Beden
duvarından yüksek ve taşkın tutulmuş kuzey cephe eksenindeki anıtsal portal,
kısmen yüzeyden taşkın ve sınır tanımayan bitkisel düzenlemeleri ile yapının en
dikkat çekici öğesidir. Nitekim araştırmacılar, girift ve hareketli süsleme
programı nedeniyle bu portali “Barok Kapı” olarak adlandırmışlardır. Egemen
konumdaki palmet, rumî, lotus ve kıvrık dalların yanı sıra, vazodan çıkan
bitkisel motiflere de yer verilmiştir. Ayrıca, zencerek, dörtgen, baklava,
altıgen, tam ve yarım yıldızlardan oluşmuş geometrik düzenlemeler de karşımıza
çıkar.
Kuzey portale göre daha sade bir anlayışla ele alınmış batı cephedeki portal
dışa taşkın olmakla birlikte, farklı olarak beden duvarından yüksek
tutulmamıştır. Portal nişini dıştan sınırlayan beş şerit ile nişte, daha
yüzeysel olarak işlenmiş bitkisel ve geometrik düzenlemelerin, adeta hiç boş yer
bırakmamacasına yüzeyleri hareketlendirdiği görülür. Oldukça girift ve dokuma
işçiliğini andıran bezemeleri nedeniyle “Tekstil Kapı” olarak adlandırılmıştır.
Geometrik motifler arasında zencerek, balık sırtı, dörtgen, baklava, altıgen ve
yıldız geçmeler; bitkisel motifler olarak farklı düzenlemeler içinde kıvrık dal,
palmet, rumî ve yer yer de lotuslar görülmektedir. Daha da ilginci, portalin dış
kenarlarındaki mukarnas kavsaralı nişlerde figürlü süslemeye yer verilmiş
olmasıdır. Kuzeyde, çerçeve içine alınmış tek ve çift başlı kartal; güneyde
yalnız çift başlı kartal motifi üsluplaştırılmış bir anlayışta ele alınmıştır.
Tek başlı kartalın yapının kurucusu Ahmed Şah’ı, çift başlı kartalın ise
Mengücek oğullarının bağımlı olduğu Anadolu Selçuklularının ünlü sultanı I.
Alâeddin Keykubad’ı simgelediği düşünülmektedir.
Caminin kuzeybatı köşesindeki silindirik gövdeli ve tek şerefeli kesme taş
minare özgün değildir, yuvarlak kaidesindeki kitabeye göre 1565 yılında Osmanlı
padişahı Kanunî Sultan Süleyman tarafından yaptırılmıştır. Bu tarihte yapının,
özellikle iç mekânının onarıldığı da anlaşılmaktadır. Doğu cephenin güneyindeki,
özgününde bey mahfiline girişi sağladığı anlaşılan portal sonradan pencereye
dönüştürülmüştür. Diğer portallere göre daha sade bir anlayışta ele alınmıştır
ve yine beden duvarından dışa taşkındır. Sivri kemerle kuşatılmış on bir sıra
mukarnas kavsaralıdır, dıştan geometrik ve bitkisel bezemeli iki şeritle
sınırlandırılmıştır. Dış şeritte kıvrık dal, rumî ve palmetlerle; iç şeritte
yıldız geçmelerle oluşturulmuş düzenlemelere yer verilmiştir. Kurgusu ve süsleme
programıyla Selçuklu portallerini anımsatması nedeniyle “Selçuklu Kapısı” olarak
adlandırılmıştır.
|