Müze Yönetimi

Günümüzde ve geçmişte Türkiye’deki müzecilik ve eski eserlerle ilgili konular devlet tarafından düzenlenmiş ve denetlenmiştir. Yukarıda sözü edilen Vakıflar, Askerî Müzeler vb. kuruluşlar dahi işlevlerini devletin kontrol ve yönlendirmesiyle sürdürürler. Bütün bu kuruluşlar, Kültür Bakanlığı, Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile bu bakanlığın çıkardığı yasa, yönetmelik ve yönergeleri uygulamak durumundadırlar. Müzelerimizin yaklaşık % 96'sı Kültür Bakanlığı veya değişik devlet kuruluşlarına bağlı olduğu için, çalışanları da devlet memuru statüsündedirler.

Türkiye’de günlük rutin işlerin dışında kendi mesleklerinde derinleşen uzman müzecilerimizin sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Özellikle büyük müzelerimizde seksiyonlar birbirinden ayrılmış, bunların sorumluları da imkânlar ölçüsünde seksiyonlarına uygun branşlarda seçilerek görevlendirilmişlerdir. Objeyle yakın ilişki içindeki insanlar olarak bu uzmanların kendi branşlarında derinleşmemeleri için bir neden yoktur. Nitekim bazı uzmanlarımız Türkiye, hatta dünya ölçüsünde isim yapacak düzeyde tanınmışlar hatta akademik kariyer sahibi olmuşlardır. Bununla beraber müzelerimizde uzman eleman sayısı tehlikeli derecede azalmıştır. Kültür Bakanlığına bağlı müzelere yeterli yeni uzman eleman alınmadığı için emekli olan tecrübeli uzmanların hem görev yerleri boş kalmakta hem de uzmanlığından yararlanma şansı ortadan kalkmaktadır.

Arkeolojik ve etnografik eserlerle birlikte, hat sanatı ve el yazması örneklerin sergilendiği Isparta Yalvaç Müzesi 1966 yılında ziyarete açılmıştır. 8 milyon yıl öncesine ait bazı fosillerle birlikte, Eski Tunç Çağına ait buluntular, Roma ve Bizans dönemlerine ait ziynet eşyaları müzede sergilenen önemli parçalar arasındadır.

Müze yöneticilerimiz için de aynı durum söz konusudur. Kaldı ki onlar, aynı avantajlara sahip olmakla beraber mesleklerini uzman meslektaşları kadar zevkle yürütme ayrıcalığını her zaman bulamazlar. Buna, yönetim ve diğer idarî işleri engel olur. Bir müze müdürü, müzesindeki her türlü özlük, finansman, disiplin işleri ile resmî ve özel kuruluş ve kişilerle ilişkileri tek başına yürütmekle yükümlüdür. Personel yetersizliği nedeniyle hiç de uzmanı olmadıkları bazı konularda karar vermek, çareler bulmak durumunda kalırlar. Son yıllarda sayıları artan özel müzeler veya kurum müzelerinde de yönetim biçimi aynıdır. A.B.D. ve birçok Avrupa ülkesinde ise büyük müzeler, artık mütevelli heyetleri tarafından yönlendirilmekte ve bu heyetin seçtiği bağımsız bir genel müdür tarafından yönetilmektedirler.

Yakın zamanlara kadar belediyelere ve sair kuruluşlara ödenen müze gelirlerinin Kültür Bakanlığı bünyesinde kalması için bakanlıkça yapılan çalışmalar başarıya ulaşmış ve gerçekten bununla çok önemli bir kaynak yaratılmıştır. Böylece en azından acil ihtiyaçlar karşılanmakta, az da olsa geçici personel çalıştırılabilmektedir. Gerek Kültür Bakanlığı Döner Sermayesi gerekse müzelerde kurulmuş olan derneklere ait gelirlerin belirli bir plân ve programla işletilmesi durumunda birçok müze sorununun üstesinden gelinebileceği açıktır.

 

 





 
Bu site Kültür ve Turizm Bakanlığı Bilgi Sistemleri Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanmıştır.
Bu sayfa 3280 kez gösterilmiştir.