MANİLER Mâniler dört dizeden oluşan, genellikle yedi heceli ölçüsünde, uyaklı manzum
bir türdür. Türkiye’nin dört bir köşesinde, kızı, kadını, çocuğu, genci, yaşlısı
özel eğlence günlerinde, düğünlerde, bayramlarda veya yeri geldiğinde hemen bir
mâni söyleyiverir. Daha önceden öğrendiği, bir kültürel miras olarak koruduğu bu
mâni, hemen herkes tarafından kolayca anlaşılır. Dili sade ve akıcıdır; içinde
halkın anlamayacağı yabancı kökenli kelimeler yoktur. Çok yaygın olarak bilinen mânilerde genellikle ilk iki dize, üçüncü ve
dördüncü dizede vurgulanmak istenen düşünceye hazırlık yapma niyetiyle
oluşturulur. Bu bakımdan aynı mâninin farklı sonları, varyantların değişik
bölgelerde nasıl oluştuğunu da gösterir. Söz gelimi, çok bilinen bir mânimiz
şöyledir: 1 Kadifeden kesesi
2 Kahveden gelir sesi
3 Nere mekân bağlamış
4 Ciğerimin köşesi Bu mâninin ilk iki ve dördüncü dizeleri aynı kaldığı halde son iki dizesinin
şu biçimlerde yer aldığını, yani yeni varyantlarla değişik bölgelerde karşımıza
çıktığını görüyoruz:
3 Gündüz gelme gece gel, 3 Oturmuş koyun sağar,
3 Ne dedim de darıldın, 3 Oturmuş saçın tarar, 3 Nerelerden geliyor, 3
Oturmuş halı dokur,
3 Oturmuş gergef işler, 3 Sarhoş olmuş
geliyor, 3 Oturmuş kitap okur, 3 Asker olmuş
dönüyor,
3 Oturmuş mâni söyler, 3 Çavuş olmuş
geliyor,
3 Oturmuş kumar oynar,
3 Oturmuş rakı içer,
3 Oturmuş mektup yazar Bazı örneklerde de dördüncü dizenin değiştiği görülür. Söz gelimi;
1 Ayna attım çayıra,
2 Şavkı düştü bayıra,
3 Erenler el kaldırsın
4 İşim döndü hayıra, mânisindeki son dizeler farklı varyantlar ile karşımıza çıkmaktadır: 3 Enişten amin desin, 3 Gökte Rabbim çattığın,
4 İşim döndü hayıra. 4 Yerde kimler ayıra? 3 Dua edin komşular 3 Oğlan beni almazsa
4 İşim dönsün hayıra. 4 Verem olup sarara.
|