Türkiye Çok Kültürlü Bir Coğrafya

Prof. Dr. Nevzat Gözaydın
Ankara Üniversitesi

Tarihin bilinen veya bilinmeyen dönemlerinde yontulup dikilmiş yazılı anıtlarından başlayarak, uzun yıllar boyunca kaydedilmiş belgelerden, eserlerden anlaşıldığına göre, çok geniş bir coğrafyaya yayılmış bulunan Türk kökenli topluluklar, kendi içlerinden çıkan, adları hatırlanan veya hatırlanmayan halk şairlerine, masal anaları ile atalarına, oyun çıkaran insanlarına, çalıp söyleyen kopuzcularına vb.ne en eski tarihlerden bugüne kadar büyük bir ilgi ve sevgi göstermiştir. Bu ilgi ve sevginin yüzyıllar boyu sürmesi, bu yaratıcı ve sanatkâr ruhlu insanların, halkın gözü kulağı ve en önemlisi de "dili" olmasındandır. Dilek, istek, umut, özlem, coşku, keder, dert vb. duygu ve düşüncelerinin kolaylıkla anlayabileceği bir dille, bazen basit bir ölçüyle, akılda kolay tutulabilecek uyaklarla ve sanatlı bir biçimde dile getirildiğini gören halkımız, gerek adı belli kişisel eserlere, gerek yaratıcısı zamanla unutulup anonim duruma giren ve bir folklor ürünü olarak görünen metinlere büyük bir bağlılık göstermiş, ya atadan oğula, nineden kıza aktarma biçimiyle, ya da el yazması cönk ve mecmualara kaydetmek yoluyla bu güzel ömekleri unutulmaktan kurtarma yoluna gitmiştir. Edebî ürünlerin zenginliğini sergileyen bu eserlerin dışında maddî ve manevî kültür öğelerinin de zenginliği, renkliliği ve özgünlüğü Türk halk kültürünün, sadece Türkiye sınırları içinde değil, Türk soylu bütün toplulukların Türkiye dışında da aynı değerdeki eserlerle büyük bir kültür evreni, kültür okyanusu yarattığını ortaya koymaktadır.

Bu olağanüstü mimarîk kültürü dünyasının ürünlerinden bir bölümünü burada ana başlıklar altında ama yer darlığından kısa açıklama ve örneklerle sergilemeye çalışacağız. Böylece bu okyanustan birkaç damla sunup o renkleri, o zenginlikleri tadımlık olarak yansıtmak istiyoruz.





 
Bu site Kültür ve Turizm Bakanlığı Bilgi Sistemleri Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanmıştır.
Bu sayfa 5234 kez gösterilmiştir.