DEVLET VE ÖZEL SEKTÖR KURUMLARININ ROLÜ Türkiye’de müzik ve sahne sanatları kurumları devlet desteğiyle
yönetilmektedir. Böyle olması doğaldır, çünkü gelişkin ülkelerde de opera ve
bale birimleri ya da senfoni orkestraları, devletin ya da köklü kuruluşların
uzun vadeli sponsorluğuyla yaşatılır. Ülkemizde bu işlevi Kültür Bakanlığı
üstlenmiştir. Opera-bale kuruluşlarımız, Devlet Opera ve Balesi Genel
Müdürlüğüne, senfoni orkestraları ve korolarımız ise Güzel Sanatlar Genel
Müdürlüğüne bağlıdır. Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğüne bağlı orkestra ve koralar
şunlardır: Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, İstanbul Senfoni Orkestrası,
İzmir Senfoni Orkestrası, Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası, Antalya Devlet
Senfoni Orkestrası, Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası, Ankara Devlet
Çoksesli Müzik Korosu, Ankara Devlet Çoksesli Çocuk Korosu. Niteliği bakımından
ve sayı açısından gelişkin ülkeler ile boy ölçüşen düzeyde bulunan opera-bale
kuruluşlarımız şu kentlerimizde sürekli etkinlik sergilemektedir: Ankara,
İstanbul, İzmir, Mersin, Antalya. Devlet Senfoni Orkestralarımız ise Ankara,
İstanbul, İzmir, Adana, Bursa, Antalya’da haftalık konser programlarını
uygulamaktadır. Ülkemizde özel kuruluşlar da orkestralar kurarak müzik yaşamına katkıda
bulunmaktadır. Bu senfonik orkestraların önde gelenleri, Bilkent Senfoni,
Borusan Filarmoni ve Cemal Reşit Rey Senfonidir. Tanınmış oda orkestralarımız
arasında, Akbank Oda Orkestrası, Enka Oda Orkestrası, Ancyra Oda Orkestrası,
Karadeniz Oda Orkestrası vardır. Tanınmış orkestra şeflerimiz ise Gürer Aykal, Erol Erdinç, Rengim Gökmen,
Ercan Yenal, Emin Güven Yaşlıçam, Nezih Seçkin, Ender Sakpınar, Cem Mansur,
Serdar Yalçın, İnci Özdil, Naci Özgüç, Orhan Şallıel ve İbrahim Yazıcı’dır.
Türkiye, cumhuriyetin kuruluş döneminden beri uluslararası ses sanatçıları,
çalgı solistleri ve baleciler yetiştirmiştir. Soprano Leyla Gencer, bas Ayhan
Baran, soprano Suna Korat, soprano Yelda Kodallı gibi opera solistlerini, Meriç
Sümen ve Ayşem Sunal gibi bütün dünyada hayranlık uyandıran dansçılarımız
izlemiştir. Cumhuriyet döneminde ilk kuşak çalgı solistlerimiz şöyle belirtilebilir:
Piyanistlerimiz Saime Eren (1905-1987) ve Ferhunde Erkin (doğ. 1909),
kemancılarımız Necdet Remzi Atak (1911-1972), Fethi Kopuz (1915-1996) ve İlhan
Özsoy (1925-1984). Günümüzde etkinliklerini sürdüren çalgı solistlerimiz
arasında önde gelen adlar şöyledir: Ayşegül Sarıca (piyano), Suna Kan (keman),
Arın Karamürsel (piyano), Ayla Erduran (keman), Doğan Cangal (viyolonsel), Ruşen
Güneş (viyola), Sevin Berk (arp), İdil Biret (piyano), Verda Erman (piyano),
Mahir Çakar (korno), İsmail Aşan (keman), Gülşen Tatu (flüt), Tunç Ünver
(keman), Güher- Süher Pekinel (piyano), Gülsin Onay (piyano), Hüseyin Sermet
(piyano), Çağıl Yücelen (keman), Tuncay Yılmaz (keman), Yeşim Gökalp (piyano),
Burçin Büke (piyano), Bülent Evcil (flüt), Cihat Aşkın (keman), Fazıl Say
(piyano), Ece Demirci (piyano), Çağatay Akyol (arp), Toros Can (piyano), Özgür
Aydın (piyano), Emre Şen (piyano), Emre Elivar (piyano). Türkiye’de koro müziği yaygındır. Uluslararası yarışmalarda birçok ödül alan
korolarımızın başarısında, TRT Ankara Radyosu Çoksesli Korosu ve Kültür
Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosu gibi iki profesyonel topluluğun, Çoksesli Müzik
Derneği ile Polifonik Korolar Derneği gibi ülkemizde koro müziğinin gelişmesine
katkıda bulunan örgütlerin payı vardır. Kültür Bakanlığı, çok sayıdaki ilimizde
çocuk ve gençlik korolarının kuruluşuna öncülük etmiş, bu toplulukların
çalışmalarını desteklemiştir. Türkiye’de müzik eğitimi, özellikle cumhuriyetimizin kuruluş döneminde
önemsenen bir kültür sorunu olarak ele alınmış, müzik öğretmeni yetiştiren
okullara ve profesyonel müzikçiler kazandıran konservatuarların eğitsel düzeyine
özen gösterilmiştir. 1924’te açılan Musiki Muallim Mektebini ve 1926’da
İstanbul’da konservatuvara dönüştürülen Darülelhanı, süreç içinde çok sayıda
müzik öğretmenliği okulunun ve konservatuarın kuruluşu izlemiştir. Müzik
öğretmeni yetiştiren okullar günümüzde üniversitelerin eğitim fakülteleri
kapsamında öğretim vermektedir ve sayısı 16’ya yükselmiştir.
Konservatuvarlarımız ise şu üniversitelere bağlı bulunmaktadır: Hacettepe
Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Mimar Sinan Üniversitesi, 9 Eylül
Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi, Mersin Üniversitesi,
Uludağ Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi. Ayrıca, İstanbul Teknik Üniversitesi,
Ege Üniversitesi ve Gaziantep Üniversitesi kapsamında Türk müziği devlet
konservatuarları da eğitim vermektedir. Öte yandan, müzik eğitiminin yurt yüzeyinde yaygınlaşması bakımından önemli
işlevi olan “Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi” adı altındaki okullarımıza her yıl
yenileri eklenmektedir. Bu okulların sayısı 40’ı aşmıştır. Ülkemizde müzikoloji geleneğini akademik düzeyde sürdüren bölümler,
üniversitelerimizin güzel sanatlar fakültelerine bağlı bulunmaktadır: 9 Eylül
Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi, Erciyes Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi,
Cumhuriyet Üniversitesi. Bu üniversitelerdeki güzel sanatlar fakültelerinin yanı
sıra, Mimar Sinan, İstanbul Teknik ve Hacettepe Üniversiteleri kapsamındaki
konservatuvarlarda da müzikoloji öğretimi yapılmaktadır. Türkiye’nin müzik yaşamına canlılık getiren başlıca öğelerden biri,
uluslararası müzik festivalleridir. Her yıl düzenlenen bu geniş
organizasyonları, ülkemizin önde gelen kültür ve sanat vakıfları
gerçekleştirmektedir. İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı, bu büyük kentimizde hem
klâsik müzik, hem caz festivali düzenlemektedir. Sevda- Cenap And Müzik Vakfı,
Ankara Müzik Festivali’ni, İzmir Kültür, Sanat ve Eğitim Vakfı, İzmir Müzik
Festivali’ni üstlenmiştir. Kültür Bakanlığı ise Antalya’da başlattığı “Aspendos
Opera ve Bale Festivali”ni başarıyla sürdürmektedir. Bursa’da etkinlik gösteren
“Bursa Kültür, Sanat ve Turizm Vakfı”, UNESCO’ya bağlı bulunan “Uluslararası
Altın Karagöz Halk Dansları Yarışması”nı da içeren bir festival düzenlemektedir.
|