1980 Sonrası: Çağdaş Şiirin Manzarası

1980 SONRASI: ÇAĞDAŞ ŞİİRİN MANZARASI

Türk şiiri 1980 sonrasında ülkeyi içine düştüğü siyasî kaostan kurtaran 12 Eylül askerî müdahalesinden sonra bu ideolojik ve siyasî havanın etkisinden kurtularak yeniden kendi yatağına döner. 1980 sonrasında çıkan şiir ve edebiyat dergilerinde kendini gösteren birçok yeni şair vardır ve bunların şiir çalışmaları oldukça dağınık bir manzara göstermektedir. 1980’li ve 90’lı yılların şiirinde geçmişte Yedi Meşaleciler ya da Garip şiirinde görüldüğü gibi dikkate değer bir grup çalışması, bir ortak şiir hareketi oluşmuş değildir.


Sadece bir grup şair, Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra “açıklık politikası”nın bir sonucu olarak “Yenibütüncü“ adını verdikleri yeni bir yapılanmaya doğru gitmek istemeleriyle dikkati çeker. Seyit Nezir, Veysel Çolak, Hüseyin Haydar, Metin Cengiz, Tuğrul Keskin’in imzaladığı “Yenibütün: Kendini Biriktiren Bireyin Şiiri” başlıklı bildiri Broy dergisinde çıkar. Ancak bu hareket şiirimizde esaslı bir değişmeye yol açamamıştır.

Açıktır ki 80’li ve 90’lı yılların şairleri daha eserlerini tamamlamış ve zamanın ayıklayıcı süzgecinden geçmiş değildirler. Bu bakımdan haklarında yapılacak değerlendirmeler ister istemez eksik kalmak durumundadır.

Bununla birlikte yine de bu yılların şiiri hakkında bazı genel değerlendirmeler yapılabilir. 80’li ve 90’lı yılların şiirinde dikkati çeken önemli noktalardan birisi şairlerin şiirimizin bütün geçmişine, hangi dünya görüşüne sahip olursa olsun şiirin büyük ustalarına sahip çıkmaları, şiirin esasen bir araç olmayıp bir amaç olduğuna ve esas konusunun birey olduğuna inanmalarıdır. Bu yıllarda çıkan dergilerde görülen önemli bir başka ortak nokta da şiiri teorik planda ele alan tartışmaların oldukça fazla oluşudur.

Bu döneme ait belirtilmesi gereken başka bir önemli olgu, özellikle 1990’lı yılların sonunda medyanın, daha doğrusu radyo ve televizyonun şiir üretimiyle yakından ilgilenmeye başlamasıdır. Bunun sonucunda son yıllarda şiir klipleri, şiir kasetleri ve CD’leri yapma ve bunları medyada tanıtma modası doğmuştur. Bazı televizyonların şiir saatlerinde, hatta haber programlarında yeni çıkan şiir kitapları tanıtılmakta ve kitapları daha çok satmanın yolları aranmaktadır. Sansasyonel çıkışlarla gazete sayfalarını günlerce meşgul eden şairler de dikkati çeken başka bir olgudur. Bütün bunlar bir açıdan şiirin dergilerin dünyasından çıkarak daha geniş bir okuyucu kitlesinin karşısına çıkması, başka bir açıdan da pazarlanacak ticarî bir metaya dönüşmesi olarak değerlendirilebilir.

Yine de günümüzde bu ticarîleşme modasının dışında kalan gerçek şiir işçileri çalışmalarını sürdürmekte ve şiirimize yeni yollar açmaktadırlar. 1980’li ve 90’lı yılların şiirinde en önde gelen isimler arasında “1960 Kuşağı Şairleri” diye de nitelenen 1935-1945 arasında doğmuş Hilmi Yavuz, Özdemir İnce, Ataol Behramoğlu, İsmet Özel ve Süreyya Berfe’yi saymamız gerekiyor. 1950’li yıllarda doğan Enis Batur, Ebubekir Eroğlu, Murathan Mungan ve Haydar Ergülen ise daha sonraki kuşağın parlayan isimleri arasındadır.

       

 




 
Bu site Kültür ve Turizm Bakanlığı Bilgi Sistemleri Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanmıştır.
Bu sayfa 3313 kez gösterilmiştir.