Es-Sanevberi (Mahrut)

Uygarlığın Doğduğu Şehir: Şanlıurfa

İlkçağdan Günümüze Urfa'da Sanat ve Edebiyat

İslâmi Dönem Sanat ve Edebiyatçıları

Es-Sanevberi (Mahrut)

Asıl adı Antakyalı Muhammed İbn Ahmet Ebubekir’dir. Seyfüddevle’nin Muhasebeciliğini yapmıştır. Es Sanevberi lakabıyla tanınmıştır. Bu lakabı , onun ya da babasının çam fıstığı ağacı da dahil olmak üzere kereste tüccarı olduğuna işaret edilmektedir. Bir diğer lakabıysa Mahrut’tur. Bu lakabı ise endamına istinaden verilmiş olabilir. Çinli “es-Sini” ismiyle de anılmıştır.

Hayatı hakkında pek az bilgi mevcuttur. Buna göre çağdaşı şair Kuşacim ile dostane ilişki kurmuştur. İyiliksever biri olarak bilinir. Şiirlerini özellikle Halep, Rakka yazmıştır. Bir süre Urfa’da yaşayan Mahrut, buradaki bir kitapçı dükkânında Suriye, Mısır ve Iraklı ediplerle buluşup, devrinin sanat ve edebiyatını yakından takip etmiştir. Urfa’da yaşadığı dönemde şiir yazdığı da sanılmaktadır. Çiçeklere merakı olduğundan her türlü çiçek bulunan bir bahçesi varmış. 200 sayfalık bir divanı olup hiçbir yerde yayınlanmamıştır. 10. yüzyıl İslâm sanat ve edebiyatının büyüklerinden olan Sanevberi’yi araştırmacı-yazar Adem Mez, şöyle tanımlıyor: “10. asırda Sanevberi ile Mütenebbi ve Haccac ile Er Rıza yan yana duruyorlar. Her biri kendi sahasında Arap Edebiyatı’nın bütün gelecek asırlarına yüksekten bakan birer ırmak, büyük bir zirvedir.” İslâmi Arap şiirine doğayı konu olarak ilk sokan kişi olarak tanınan Sanevberi, en az 50 yaşında iken vefat etmiştir.

Şiirlerinden örnekler:

Halep Bahçeleri

Havuzları temiz hava gibidir
Yalnız içinde kuşlar yerine balıklar uçar
Çiçekler ise yıldızlar misali
Burada tek tek şurada küme küme.

İlkbahar Şarkısı

Yazın mahsul ve meyveler olunca
Toprak kızarır ve hava nur gibi parlar
Sonbaharda hurmalar toplandıktan sonra
Toprak çıplak ve hava sert olur
Kışın ise yağmurlar hiç dinmeyecekmiş gibi yağarsa
Toprak hücuma uğramış ve hava eser alınmış olur
Zaman ancak ışık saçan ilkbahardır
Çiçekler ve ışık getirir
İlkbaharda toprak yakut hava inci bitkiler firuze
Su ise billur olur

Kar Şiirleri

Oğlan bardağını (şarapla) yaldızla
Çünkü gümüş bir gündür bu gün
Hava beyaz duvak altında
İncilerle süslü gelin gibidir
Bunu kar mı zannedersin
Hayır, dallarda titreyen bir güldür
Renklidir ilkbaharın gülü
Aralık’ta ise beyaz olur

Göl Şiirleri

Su habercileri süratle içine akıyor
Başlama ipi çekildikten sonra
Fırlayan atlar gibi

Acele eden ayaklardan beyaz gümüş akıyor sanki
Rüzgar da ondan daireler meydana getiriyor
Kaygan bir zırh halkası gibi
Geceleyin yıldızların aksi içine düştüğünde
Gök zannedersin onu
İçinde balıklar yüzüyor havada kuşlar uçar gibi.

Bahçede İlkbahar

Haydi ceylanlar kalkın da bakın tarhlar mûcizelerini gösteriyor
Güzel yüzlerinde nikab vardı, şimdi ilkbahar onu açmış görünüyor
Yanaklar gibi güller var orada, sevgiliye bakan gözler gibi nergisler
Siyah yazı ile süslü kırmızı ipek çarşaflar gibi laleler
Şalvarlarını dizlere kadar sıvamış şarkıcılar gibi selviler
Birisi gece yarısı rüzgarda arkadaşlarıyla oynayan narin bir genç kıza benziyor.
Hafif rüzgarlar dereyi titretmiş ve üstüne yapraklar serpmiş bulunuyor
Bahçeleri korumaya yetkim olsa hiç kimse oraya girmeyecekti.





 
Bu site Kültür ve Turizm Bakanlığı Bilgi Sistemleri Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanmıştır.
Bu sayfa 983 kez gösterilmiştir.