Taş Ustalığı

Taş Ustalığı

Taş ustalığı taşın ocaktan çıkarılması, taşın ocaklardan inşaata getirildikten sonra yontulması, taşın duvar olarak örülmesi, taşın işlenmesi (üzerine motif ve çeşitli desenlerin çizilmesi) olmak üzere dört bölümden oluşmaktadır.

Ahlat halk mimarisinde kullanılan özel taş; “Nemrut Dağı”nın yanmasıyla oluşan tabii tuğladır. Bu tuğlalar bazı yerlerde çok yanmış bazı yerlerde az yanmıştır. Çok yanarak camlaşmış olanlar daha sağlam olduğundan, kullanım açısından daha çok tercih edilmektedir. Az yanan tuğlalar yumuşak olduğu için inşaatta kullanılmamaktadır.

Taşın renginin bir kısmı koyu kestane bir kısmı açık kahverengidir. İçerisinde cam maddeleri bulunmaktadır. Taşa sağlamlık kazandıran bu cam maddeleridir. Bu taşlar Nemrut Dağı'nın etrafındaki ocaklardan kütük haline çıkartılmaktadır. Yöre halkı bu taşların getirildikleri yeri; “Şıhkulaklar'ın taşı”, “Kuruçay'ın taşı” şeklinde ifade etmektedir. Ev yapımında; sert ve daha güzel renkli olduğu için Şıhkulaklar'ın taşı kullanılmaktadır. Bu taş yörede ve bilimsel literatürde “Ahlat taşı” olarak tanımlanmaktadır.

Yörede “Uzunyar”, “Yassıtepe” ocakları da bulunmaktadır. Ancak buralardaki taşlar beyaz olduğu için kullanılmaktadır. Beyaz taş yazın güneşten, kışın dondan etkilenerek çabuk eridiği için rağbet görmemektedir.

Ahlat taşına benzer taş; Nemrut Dağı'nın Muş tarafından da çıkartılmaktadır. Ancak Ahlat taşı hem kahverengi tonlarının güzelliği hem de sağlam oluşu açısından bu taşla kıyaslanmayacak düzeydedir.

Ocakta üst üste bastırılmış şekilde olan taşlar demir çiviyle istenilen boyda çivilenerek parçalar halinde çıkartılmaktadır. Bu işleme “çivileme” denir. Demir çivilerle çıkartılan taş; kırka kırk, kırka elli veya otuza otuzbeş olarak kütük halinde getirilerek inşaata dökülür. İnşaatta taş ustaları onları; gönye, gran, balta tarakla yontarak kullanıma hazır hale getirir.

Günümüzde taşlar makineyle yontulmaktadır. Makineyle yontulan taşlar elle yontulan kadar sağlam olmadığı için rağbet görmemektedir.

Ahlat usulü bir ev için yaklaşık 3000-4000 tane taş kullanılmaktadır. Taşlar ocaktan hızardan geçmemiş kütük halinde metrekare olarak alınmaktadır. Tabanı 100-120 m2 olan bir eve 100 m3 taş gider.

Ustalık

Tahsin Kalender yörenin yaşayan en eski ustası olarak tanınmaktadır. Yöre halkı ona “Kalender Usta” diye hitap etmektedir. Elli beş yıl Ahlat'ta ustalık yaptığını belirten Kalender Usta bu süre içerisinde senede onbeş olmak üzere 550 tane ev yapmış, ustalığı 1999 yılında bırakmıştır. Kalender usta bunu şu şekilde anlatmaktadır: “Benim yaptığım evlerden hiç yıkılan yok hepsi ayakta duruyor, hepsi de kullanılıyor.”

Bir inşaatta yaklaşık sekiz işçi çalışmaktadır. Bu işçilerin bir kısmı taş yontar, bir kısmı taş getirir, bir kısmı çamurunu harcını yapar, bir kısmı da duvarı örer.

Yörede ustaya taş ustası, ustanın yanında çalışan çırağa ise “şagirt” denmektedir. Ahlat'ta mayıs ve ekim ayı arasındaki süre inşaat mevsimi olarak kabul edilmektedir. Usta ücret konusunda ev sahibiyle evin büyüklüğüne göre anlaşma yapmaktadır. Bu anlaşmada:

Evin duvarının örülüşü,

Evin duvarının örülüşüyle beraber, yüzünün kalıbı,

Hepsiyle beraber demiri de dahil edilerek anlaşılır. Bu işlere “kabal” veya “kabale” usulü denir.

Bazen de sadece evin bazı bölümleri yevmiye karşılığı yaptırılmaktadır.

Örme Tekniği

Ahlat'ta taşlar yontulma biçimine göre iki şekilde örülmektedir:

Yontma taş:

Taşlar gönye ile dikdörtgen şeklinde yontulur, taşın yüksekliği 35 cm. ise, bir sıra tamamen 35 cm. işlenir; taşlar fire vermesin diye ikinci sıra 30 cm. yontularak, taşlar sıra halinde işlenir.

Moloz taş:

Taşların belli bir ölçüsü yoktur; karışıktır, alçaklığı yüksekliği farketmez. Moloz taşlar birbirlerine yerleştirilip, çimento harçla işlenir. Dıştan aralarına “derz” (çıta) vurulur. Taşlar belirli bir sıra oluşturmaz.

Ahlat'ta genellikle inşaatta kestane renkli yontma taşlar kullanılmaktadır. Nemrut Dağı'nın eteklerinde bulunan ocaklardan getirilen taşlar; evin büyüklüğüne, yüksekliğine, genişliğine göre elle yontulmaktadır.

Taşlar duvar olarak işlenirken araya çıta konur. Taşın yapıştığı yere “koltuk” denir. Çıta konduğu zaman taşların birbirine denk getirilen yeri olan koltuk kısmı daha iyi harç yemekte, yapı daha sağlam olmaktadır. Özellikle hızarla kesilen taşlar, çıta konmadan işlenmez. Çıta konmayınca taş harç yemez, duvar kuru kalır, binaya yük bindiği zaman taşlar pul atar, kenarları dökülür.

En makbul taş, elle yontulan sıra taş, yanaştırma taştır. Elle yontulan taşın tabanı fazla olur. Bir taşın tabanıyla yüksekliği fazla olursa, o bina sağlam olur. Yontarken taşta çukurluklar meydana gelir bu nedenle elle yontulan taşlar arkadan girintili çıkıntılıdır. Girintili çıkıntılı taşlar daha iyi harç tutar, taşlar birbirinden kaymaz.

Tarihi eserlerde taşın aralarına “horasan” denilen harç yapılırmış. Toprak elenir, kavrularak yakılır. Kireç ve yumurtanın akı da ilave edilerek oluşturulan harç, taşın koltuğunun yapıştırıldığı yere konur.

Karşılıklı iki sıra halinde dizilen taşların arasına topraktan yapılan sulu harç dökülür. Bu harç duvarı sağlamlaştırır. İçten ve dıştan iki sıra taşla döndükten sonra, ortada yaklaşık 40 cm. Boş bırakılan alan çamur harçla doldurulmaktadır. Cıvık kireç taşların bütün deliklerini doldurur. Eskiden duvarların kalınlığı 80-90 cm. iken günümüzde taşlar çift sıra olarak örülmektedir. Bir taş 20 cm. olursa, diğeri de 20 cm.dir. Çift taş 40 cm.dir. Ortada kalan boşluk moloz taşla, taşların ara boşlukları ise harçla doldurulur.

Hem soğuğa karşı korunaklı, hem de binanın sağlam olması için evler bu teknikle yapılmaktadır. Horasan harcı kullanılarak yapılan evler tarihi eser sınıfına girmektedir. Bu harç günümüzde de kullanılmaktadır.





 
Bu site Kültür ve Turizm Bakanlığı Bilgi Sistemleri Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanmıştır.
Bu sayfa 20041 kez gösterilmiştir.