VI. 1980 SONRASI SANAT GELİŞMELERİ
Figüratif anlatımda yoğunlaşmayı ve farklı olma isteğini yaratan,
“yeni-figürasyon” eğilimi ve 1970’lerdeki özgünleşme çabaları, 1980 sonrasında
kişilik sorununu çözümleyen sanatçılarla bireysel anlatımlarda çeşitlilik
yaratmıştır. Dışavurumcu ve lirik anlatımların ağırlıklı olarak benimsendiği bu yıllarda,
usta sanatçı kimliklerini belirlemiş 1920 ve 1930 kuşağı sanatçıları,
biçemlerini değiştirmeden, ancak teknik yönden daha yetkin olarak çalışmalarını
sürdürmüşlerdir. Bu sanatçıları Naile Akıncı, Nihat Akyunak, Kristin Saleri,
Şeref Bigalı, Ruzin Gerçin, İsmail Altınok (zaman zaman farklı anlatımlara
yönelmekle birlikte), Habib Gerez, Cemal Güvenç, Hikmet Duruer, Cavit Atmaca,
Yaşar Yeniçeli, Münip Özben, Duran Karaca, Sabri Akça olarak sayabiliriz. 1980’lerin figüratif resim gelişmesinde etkileri güçlü olan 1940 kuşağı
sanatçıları ise, dışavurumcu anlayışlarında, renkçi-lekeci anlatımlar ve
yarı-soyut biçimlendirmelerle, özgün yorumlarına ulaşmışlardır. Gürol Sözen
(d.1940) dokusal etkileri ve insanın içsel gerçeklerini lekeci anlatımıyla
şiirsel olarak; Mehmet Güler (d.1944), Anadolu kadınının iç gerçeklerini, geniş,
lekesel yoğun renk alanları ve dokusal etkilerinde arayarak; Mustafa Ayaz
(d.1939), çoğu kez dışavurumcu, bazen de fantastik yönde, kadını köylü-kentli
karşıtlığı ve biçim-içerik birlikteliğinde yorumlamışlardır. Mustafa Pilevneli
(d.1940) halk sanatı etkisinde, mitolojik ve şiirsel yaklaşımla, anlatımına
farklı bir duyarlılık katmıştır. Çevre sorunlarını irdeleyen Zahit Büyükişleyen
(d.1946), resim yüzeyindeki dokusal etkilerle, içsel gerçeklerinin dışavurumunu
vermektedir. Türk manzara resmine doğa soyutlamaları ile çağdaş bir yorum
getiren Veysel Günay (d.1948), renkçi-lekeci anlatımını geniş dağ yamaçları ve
insansız doğa görünülerinde yansıtmıştır. Hasan Pekmezci (d.1945), renkçi-lekeci
tavrını, figür soyutlamalarının yoğun bir ritmle ve kendine özgü kompozisyon
düzeni ile yağlıboya ve serigrafi çalışmalarında ortaya koydu. Fadime
Baltacıoğlu, çizgiyi kendine özgü bir kıvraklık ve ritmle kullanarak; Jale Erzen
(d.1940), içgüdüsel, kaygan, titrek fırça vuruşlarının oluşturduğu figür
yorumlarında, içsel yaşam gerçeklerini yansıtmaktadırlar. Fethi Arda
(1936-1996), yağlıboya ve pastel tekniğindeki çalışmalarında, leke öğesini
çarpıcı biçimde kullandı. Hüsamettin Koçan (d.1946), tarihsel perspektif içinde,
insanlık dramını sorgulamaktadır. Nihat Kahraman (d.1951), şiddetli renk ve
karşıt ritmlerin dengesinde, insan ilişkilerini, mekân belirsizliği ve ritmik
yapılı figürler karşıtlığında ele almaktadır. Dışavurumcu anlayışlarını
renkçi-lekeci bir anlatımla, figür soyutlamaları ile ortaya koyan diğer
sanatçılar Oya Kınıklı, Bahattin Akay, Mehmet Uzel, Kadri Atamal, Mustafa
Ayataç, Hasan Akın, Söbütay Özer, Adnan Varınca, Hasan Rastgeldi, Kadir Ata, Ali
Kotan, Zeki Şahin, Mehmet Özet, Yusuf Toprak olarak görülebilir.
|