Plastik Sanatlar Eğitimi

PLÂSTİK SANATLAR EĞİTİMİ

Cumhuriyet döneminde plastik sanatlar eğitimi, önemle ve özenle ele alınıp, bir yandan bütün örgün eğitim kurumlarının programlarında plastik sanatlar eğitimi kapsamındaki derslere yer verilirken, sanat eğitiminin içeriği de bilimin yol göstericiliğiyle çağdaşlaştırılmıştır. Günümüzde, plâstik sanatlar eğitiminin kökleşmiş olmasında, Cumhuriyet’in kurulduğu yıllarda yapılan düzenlemelerin büyük payı vardır.

7 Şubat 1926’da sanat eğitiminin gelişiminde doğrudan ya da dolaylı bir etken olarak, Maarif Vekaleti Hars (Kültür) Dairesi bünyesinde; müzeler, kütüphaneler ve güzel sanatlar şubeleri oluşturulmuştur. 1933 ve 1935 yıllarında çıkarılan yasalarla, şubeler ve görev alanları tanımlanmıştır. 1941’de Güzel Sanatlar Müdürlüğü adını alan kurumun görevleri; okullar ve okullar dışında plâstik sanatların ulusal ülküye uygun olarak yürütülmesi, güzel sanatların tüm alanlarında sanatçı yetiştirilmesi, Türk güzel sanatlarının yurtiçinde ve yurtdışında tanıtılması, sanatçı yetiştiren akademiler, konservatuvarlar açılması, mevcutların geliştirilmesi, resim ve heykel müzeleriyle sanat galerileri açılması, Türk filmciliğinin geliştirilmesi şeklindedir. Böylece güzel sanatlar alanındaki örgün ve yaygın eğitim çalışmaları Güzel Sanatlar Müdürlüğüne bağlanmış, bu görev alanlarından kimileri süreç içinde bağımsız kuruluşlara devredilmiştir.

Günümüze doğru yaklaşırken, Türkiye’de sanat eğitimine temel oluşturan bir diğer yasa, 14 Haziran 1973 tarih ve 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Yasası olmuştur. Yasayla, her düzeydeki eğitim kurumlarının yetiştireceği insan tipi tanımlanmış ve sanat eğitiminin çerçevesi yeniden belirlenmiştir. Yasanın genel amaçları arasında sanat eğitiminin gerekliliği açıkça ifade edilmiştir (Resmî Gazete, 1973/14574).





 
Bu site Kültür ve Turizm Bakanlığı Bilgi Sistemleri Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanmıştır.
Bu sayfa 3735 kez gösterilmiştir.